17
Yorum
21
Beğeni
5,0
Puan
1939
Okunma
Yırtılır gecenin rahmi
Kuşkularını düşürür parça parça
Biraz acı
Biraz sızı
Ve damarlardan boşalan kan
Tesellisi olur vicdanına
Terk etmişliğin
Ki zaten düşük yapar
Doğumu bekleyemeyen sancı
Kırılır sırtı ahşap sandalyenin
Bir çileyi yumak yapamadan
Hayal olur
El örgüsü hırkam
’Ben böyle üşümeyecektim yıldız yağarken balkonlara
Yaz akşamlarında
Ateş böcekleriyle hasbıhal edecektim sen bilip
Küsmeyecektim görünüp görünüp kaybolmalarına’
(Bir sürü –di’li geçmiş zaman)
Diyorsun ki:
-Karamsarlığa gerek yok.
Değil mi?
Güneş açar uyanırız Ahmet bu paslı kabustan
Yüzümüzde yüz yıllık çınar gölgeleri
Gözümüzde bin yıllık isyan
Orta yolu bulur saklambaç oynadığımız korkular
Duruluruz
Unutunca duyulmayan ünlemlerimizi
Yine de;
Omzunu başıma ver Ahmet
Duyularımı körelt
Yaşlı çocuklar dökülüyor kirpiklerimden
Ham meyve tadında çığlıklarıyla
5.0
100% (14)
