1
Yorum
2
Beğeni
5,0
Puan
775
Okunma
Bu değil istediğim ömür
En azından bu olmamalı
Bir beden küçük geliyor
Yaptıklarım inançlarıma.
Hangi resme baksam
Bir günahımdan zaman kesiti,
Hangi mutlu anım
Kapanmamış bir utançla.
Bu yüzden belkide
Sıklıkla değiştiriyorum adreslerimi,
Bulmamak için kendimi
Kayboluyorum.
Ve bu kayboluşlar
O kadar üzüyor ki sevdiklerimi
Bana çağrı atan, hatırlayan
Mesajlarda hasbihal eden sevdiklerimi
Sadece üzüyor.
Sadece uzuyor kaybolan yıllar
Kırışıklıgini hattat gibi işlerken yüzüme
Bir cezm gibi varlığını hissettiriyor
Sorumluluklarımın.
Yok! Yok!
Bu değil istediğim ömür
Becayişe açığım
Güney doğusunda olsa bile bir hayatla...
Beklentilerimi karşılamıyor içinde oldugum durum
Yaşayamiyorum pişmanlıklarla
Ter kokulu bu ömrü
Çıkarıp atmak istiyorum üzerimden,
Ya düğmeler sıkışıyor
Ya da üşüyorum her defasında...
Ben çocuk olmak isterken
Bir şeyler çarpıyor yüzüme
Yetişkinliğin ülkesinden gelen rüzgarla...
Bu yüzden sevmem rüzgarı,
Rüzgarlı havaları...
Böyle havalarda ne olduysa oldu bana,
Böyle havalarda aşık oldum
Hep ikinci sevdiklerime,
Böyle havalar zorladı
Tercih yapmaya beni,
Böyle havalarda ayrıldım sılalarimdan
Orhan’ı olmayan bir Veli gibi
Yada gelecegi olmayan deli gibi
Böyle havalarda kayboldum...
Kim memnun ki hayatından
Ben Mecnun olayım,
Bir türküdür tutturmuş herkes...
Kimi görsen Leyla diyor
Gecenin karanlığına...
Bu kadar düşmeyecektin be Leyla,
Yerin şey kapıları değil senin,
Ağaç gövdesi değil,
Sıralar değil
Ya da sosyal paylaşım sitesinde
Bir durum degilsin sen begenilmeyen...
Yerin mecnunun yüreği...
Mecnuna güneş değil sen doğarsın,
Ağrısı olsa sen varsın,
Gülse gülersin mecnun
Ağlasa ağlarsın...
Kayaların karanlığı gözlerindendir
Çöllerin sıcaklığı teninden,
Sacların yağar bilirim
Serinletmek için topraga,
Bakışların şımartir
Çalılıklar arasındaki cigdemleri,
Bir musikidir sözlerin Leyla,
Ama nafile
Sana göre değil bu adam.
Suç bende bulur anlamını
Yusuf’u kuyuya atan
Kıskançlığı ben besliyorum bağrımda,
Yeni planlar peşinde
İçimdeki Nemrutlar
Yine ocaklar yakıyor,
Hala Kabil’in kini
Gün be gün çoğalıyor...
Yeter artık be Leyla
Baktığım her yerde de olma artık,
Sabıkam kalın zaten
Adım deliye çıkacak,
Serap gibisin gözlerimde
Ya gercek değilsen ne olacak?
Kırıklarında hayallerimin
Ateşinde yanacak...
Bu sıcağı kalbim salar çöllere,
Mecnun yakar her gece tek tek yıldızları
Ve yanar aç, susuz...
Beni okyanuslar söndüremez
Dağ, taş, toprak söndüremez
Söndürürse
Gözünden düşecek bir damla,
Bırak ben yanayım
Yeter ki sen ağlama Leyla...
Mecnun susuyor
Leyla’nin bakışlarına,
Dağlar Leyla oluyor,
Gökte bulut Leyla,
Yerde kumlar Leyla...
Suya düşen ay değil
Leyla’nın yüzü,
Nar çiçeğini kıskandırır tenin,
Gül yaprağı yanağına özenir senin...
Bilirim
Seni sevmenin ne demek olduğunu
Geç bunları ay yüzlüm
Ben seni sevmişim
Çölde yanmayı sevmişim...
Kuru bir dal bile olsan,
Ateşte kül bile olsan
Ben seni sevmişim Leyla...
Çakmak çakmak gözlerini,
Ele avuca sığmayan yüreğini,
Şımarık halini sevmişim.
Ben senle doğan güneşi,
Sönen ateşi sevmişim.
Anladım Leyla ben seni değil
Seni sevdiren Allah’ı sevmişim...
Kolaydır Mecnun öldürmek
Haber bültenlerinde,
Az bulutlu, sağanak
Deyip geciverir spikerler.
Bu değil ve bu olmamalı
En azından yası tutulmalı
Mecnun’un...
Kolaydır Mecnun öldürmek,
Cadde ortasında
Gecen haftaya ait
Paparazzi haberleri üzerinde
Ağırlık yaparmış, incitirmiş
Kimin umrunda...
Oysa Mecnun’un
Hayalleri vardı ölümle süslü
Ona göre ölüm
Bir aslanın pencesiydi,
Bir kurdun uluması
Bir yılan sesiydi.
Ona göre ölüm
Kör bir kurşunun adresiydi.
Yeter artık be Leyla,
Çıkmak istiyorum bu girdaptan
Sen, sen degilsin artık.
Leyla beden olamaz,
Leyla benden ayrı hiç olamaz.
Küsme bana ne olur
Benim sevdiğim
Leyla sen değilsin...
ls
5.0
100% (2)