1
Yorum
6
Beğeni
0,0
Puan
1239
Okunma
Keşke yaşanmasaydı dediğimiz
Anıların yükü sırtımda,
Aşağıların aşağısına iniyorum,
Hatta düşüyorum.
Zerre kadar bir umut kalmamış
Elimden tutacak.
Ben unuturum da diyorum
Ya kendim bunları nasıl unutacak?
Sıkıntı çöküyor
Dünyaya açılan pencerelerime,
Soğuk soğuk terler döküyorum
Çıkış bulamadığım düşünceler
Üzerine.
Susuyorum,
Suskunluk yetmiyor ama
Beni benden koparacak
Karanlık zamana.
Karanlıktaki
Bir kara kedinin gölgesi kadar
Umutlarım.
Çıkmaz sokak her taraf
Ne yana baksam soğuk duvarlar,
Hani her şey saklı kalacaktı diyorum?
Hani saklılar sır olacaktı.
Dağılmak bilmiyor sis perdesi
Bazen ne olacaksa olsun diyorum,
Aşırı güven gibi ama
Aslında ne güven var
Ne de karanlık sokakta bir kara kedi.
Elbette geçer bu anlar da
Bu buhran, bu bitmek bilmeyecek nedamet.
Oturup güzel zamanları düşüneceğiz
Asmaların gölgesinde.
Rüyada üzüm yemek iyi değil derdi annem,
Karanlıkta kayboluyor kedi
Karanlık, yoğun bir karanlık istiyorum
Görmemek için kendimi.
Sıfır noktası bu olsa gerek
Hedefsiz bir hayatın,
Kaç zaman oldu yaşamıma dahil olalı
Bu uçurumların,
Bu boşlukların.
Düşüyorum anne düşlerimde,
Bir de tövbelerimde eski tat yok
Çünkü biliyorum tutamayacağım,
Çünkü biliyorum unutamayacağım.
Karanlık gecede bir kara kedi
Hangi arabanın altında kaldı kim bilir?
Üzüm yedim asmalardan,
Sonra çardaktan düştüm
Ve halen düşüyorum.
Terlesem de ateşim var anne
Üşüyorum.
Pencerelerim kapanıyor,
Perdeler hep aleyhime bitiyor.
Son sahnesi herhalde hayatın,
Sıfır noktasında kendi başına bir adam
Suçluluk diz boyu karanlıkta.
Burası beşinci kat
Son durak diyor otobüs şoförü
Ve ben iniyorum,
Düşüyorum.