dışarıda delirmiş gazlı bir poyraz ateş olup dağlıyor ciğerimizi çarmıha geriliyor sözcükler kan fışkırıyor atardamarlardan /kan çığlığı dudaklarında kalanlar yıkılıp düşüyor yere umursuz bakışlarla camiler mesken oluyor yaraya ölüm kokusu var oksijensiz havada
kanla sulanan bu toprakta yaşananları unutanları asırların tarihini yeniden yazmak hevesinde olanları dönme dolap gibi dönenleri artık durdurmak istiyorlar…
“bana dokunmayan yılan bin yaşasın” diyenler güneşe yürümek nedir /bilmezler /alışılmadık hayatı katılmaz ki ölüm oyununa onlar!
tarihte ne çok oynandı bu oyun oysa belli değil kim vurduya gidenlerin sayısı bu toprak, bu gök, bu deniz varsa Ali, Veli, Ahmet, Mehmet, Fatma ise eğer ismimiz onlara sonsuzdur minnetimiz onlara
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
duyarlılığınıza teşekkürler toplumsal seslere isyanlara aç kaldık ne coşkular yaşardık de ki maç aldık
sevincimiz kaygımız ortaktı yıllardır ateş düştüğü yeri yaktı da rahat olmasa da vicdanımız acımızda hayram etti şerefsiz güruh biz emniyettekilere yandık
heyhat onlardan geldi sıkıntımız kanımıza ekmek doğradı ..akanımız lanet olsun desem yerine koyacak yok kimsem
ALIŞTIRILDIK SANKİ YA DOST. Çekmeyen nutkuna eremez derler bir de kılıf. Yani minareyi çalan kılıfını da hazırlamış. Çok hoştu şiirsellik. Kalemin ve kelamın gücüne eyvallah.
“Bu toprak, bu gök, bu deniz varsa Ali, Veli, Ahmet, Mehmet, Fatma ise eğer isminiz Onlara sonsuzdur, minnetimiz onlara…”
Bilmez bunu ezenler; Her daim acılar da gezenler, Çelik suyundan çıkmış gibidirler, Acıları kendilerine siper ederler. Bu sayede dinçtirler Bu sayede ezilmezler Ezemez kimseler… Oysa onlar sırça köşkten bir sekseler Dünya hemen başlarına düşer ! Her şeyi ya inkar ederler, Ya birbirlerine çamur sürerler, Ya da çaresizce aman dileyip, Kişiliklerini kelepir verirler ?... Gazla yıkanırken ciğerlerimiz Copla güçlenir yüreklerimiz Damarımıza bir dokunsalar sertleşiriz Bilmezler nedir içkimiz? madem ki “Acıya tiryakiyiz” Doldurur doldurur onu içeriz Acı bizim gücümüz… Anlamaz bunu, Sırça köşk sakinlerimiz… Madem acı tek reçetemiz, Sonun da katıla katıla gülen de, Elbette ki biziz...
Şiirle Hak’kı güzelleştirmişsiniz Hakkı, haklının ellerine vermişsiniz Her zamanki gibi, Derindi yine şiiriniz ! Gönülden tebrik ederiz !!!...
Onatça tarafından 6/8/2013 12:11:01 PM zamanında düzenlenmiştir.
"Tencere, tava sesidir" diyerek hep küçümsediler bu halkın cesur ve dinamik sesini, atılımlarını. Bu ne beynamazlıktır, halkına karşı, devletine karşı, suyunuı içip ekmeğini yediği ülkesine karşı, onun necip halkına karşı ne biçim bir kin, ne menem bir düşmanlıktır bu.......? İşte bunun sebebini, bunun nedenini sorgulayıp haykırıyor, alanları dolduran 15 yaşından 80 yaşına kadar olan insanlar.İçimden nerde kaldı o cesur ve yiğit, düzeyli 68 liler dediğimde, onlardan kalan ak saçlıları da gördüm, şükürler olsun alanlarda. Mecalsiz kalanları, zorda olsa yüreyebilenleri, yalnız bırakmamışlardı seksenli - doksanlı yıl doğumluları. İşte böyle olacak... söz konusu alanları, yurdu, tüm halk kurumlarını, sapık ruhlu işgallerden korumak için, canlar dişlere takılacak, narin eller gerekiyorsa taşların altına sokulacak. Ne mutlu bunu gösteren, bu dinamik ve cessaret ürünü manzaraları gösterip yaşatanlara. Evet söz konusu, alanların, ülkenin kurtarılmasıysa, gerçekten geride kalanların hepsi teferruattıur. Bu ülke nasıl meydana getirildi, ne denli sapık saldırılardan, canlar dişlere takılarak kurtarıldı; şükürler olsun ki doksan doğumlu sevgili canlarımız, tüm ümidimiz vatansever insanlarımız, hepsi... hepsi de bu gerçeği anlamışlar. Onun için boğucu gazlara, dondurucu sulara, hatta ezilme ihtimallerine rağmen TOMALARA bile aldırmadı, karşı koydular.
Ey sıcak yataklarında rahat uykulara dalanlar, "bana dokunmayan yılan bin yaşasın" diye el ayak oğuşturanlar, bu güzelim ülkenin başında dolaşan kara bulutları görün artık... Görün de yanlış olan tarafgirliğinizi ülkemizin esenliğine seferber edin. Alanlarda aç bi ilaç sabahlayanlar bizim insanlarımızdır. Ekllerinde silah, toıp tüfenk, yıkıcı ve yaralayıcı hiç bir araçları yoktur. Peki delimidir, şaşkınmıdır, bu can hıraş mücadele eden, haksızlığa, yanlış ve amaçlı uygulamalara karşı çıkan, tavır koyan insanlar?
"Zor oyunu bozar" Necip bir halkın sabrını bu denli zorlar, onun hak ve hukukunu zorla, şiddetle yoketmeye çalışırsanız, bunu yapabilme gücünü hep kendinişzde vehnederseniz, ey yönetenler "ZOR VE ŞİDDETİ" sizde elinizle davet etmiş olursunuz. Bu hiç kimsenin hayrına ve yararına olmaz. Bu ülke insanı böylesi badirelkeri çok yaşadı, ülkesini, CUMHURİYETİNİ korumak için can hıraş çabalar sarfetti. Bunu her zaman, her ahval ve şartta yine yapabilevceğini akıldan çıkarmayınız. Bu istenen,özlenen bir sonuç değildir ama, söylediğimiz gibi "zor oyunu bozar" Kimse ben "yüzde ellişyim" diye sürekli güç gösterisinde bulunarak, sabır ve tevekkül içinde olan insanları tehdir etmemelidir. Öteki, karşıt yüzde elliyi bu denli küçümsemek de ne oluyor? Bu ülkenin insanları, toplumu, KARPUZ MUDUR Kİ ikiye böldüğünüzü sanıyorsunuz. Atın.... defedin bu son derece yanlış, sakıncalı ve kirli düşünceleri kafanızdan. Bu ülke hepimizindir. Bu ülkenin bütün insanları kardeştir; ülkemnizin tüm varlığı, üzerinde gelecek umuduyla yaşayan insanlarımızındır.
Bütün içtenliğimle kutluyorum sizi değerli dost şairim HADİYE KAPTAN, en coşkulu ve en dinamik yürek sesleriniz yankılanmış bu güzel şiirinizde her zamankiler gibi. Saygılarımla selamlıyorum değerli dost şairim sizi. Kemal Polat
EYVALLAH CANSIN BANA DEĞMEYEN BİN YAŞASIN DYEN VATANSIZ KALMAYA MAHKUM DEMİRDEN LEBLEBİDİR BU HERKES YUTAMAZ CEVRİMİZZİ,ÇEKEMEYENLER.HALİ HARAB TIR RIZA LOKMASIDIR TALİP OLAN VATANSIZ KALMA
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.
Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.