27
Yorum
50
Beğeni
5,0
Puan
3369
Okunma


Uzun bir yürüyüştü
Kadın tabanı çatlak yollarda
sacları ise güz kırığı
bir ıslık derlenmeyen
derlenemeyen
dilde
Kadın/dı
pasaportsuz geceleri güne taşıyan
omuz hizası yokluklara
avuç içlerine çarpınca yüzü
hücrelerine kadar bulaşan bir veba gibi
akıyordu cılız bir
oluktan
ki,
Kaderi
suyun göç halinde
gecenin kızılı düşünce tene
söndü sönecekti
yağmur
tuzun ateşinde
uykusuz şafakların gergefinde
küçülür nefesi
derinin altına demir atınca
söylenmemiş
harfler
gölgesi diz çöker
dökülen giysinin önünde
ters düz eder kelimeyi
dudaklarına kadar ıslanarak
sustuğunda
ah/ya
uzun saçları taranmış
süzülür bel kemiğine
ve de ıslaktı göç anında
asılıyordu zaman her bir telinden
biliyordu ve biliyordum
yağmur tuz ve kadın bulaşıyordu
derin bir iç çekişle iliklerine kadar
ıssız bir yolda
ateş ve su
yolun ortasında
ayağı burkuldu kekeme bir rüzgârda
ve de
idam magandalarının sesi gitgide yaklaşıyordu
buharlaşınca soluğu terli bir gecede
milattan önce
...
Kadın dı
gözlerini kısarak dinlediği
ve yutkunduğu
ürkek imgelerin içinde
dokunur gibi sesine hani nefesine
yalardı şehri dilinde bütün renklerle
su/sa/dığı
zaman/sızdı
ölgün cümlelerden süzülerek
kırık bir mısranın dokunuşundan
taşıyordu
fırçanın her darbesinde
Ah/ya
şimdi cesedinin ağırlığı kadar susan
Kadın/dı
GölGe
...
5.0
100% (49)