7
Yorum
13
Beğeni
0,0
Puan
1824
Okunma

Sus dedikleri kaide
Gün terki bir fısıltı
Parmağın en kadim yalancısı
Yağmur sonrası ısırıyordu çığlıklarımı
Göçlerimin çıngıraklarını bölerken pepuk kuşları
Durulur mu bulanık sular
Camlarını kırarken sokakların
Söyleyin boyasın duvarları sırtımdaki uğurböcekleri
Başparmağımı ısırırken babamın çocuk dişleri
Kulak vermediniz
Ama bırakmadım yine de ellerini parkların
Direniyorum her günbatımı asâletimle
Salıncakları kaldırıyorum gökyüzüne
Bulutlara dokunsunlar diye
Sanki yetimliğimin gözleri bir başka bakıyordu
Sanki çoğalıyordum
Ben ağlarken babamın koynunda
Bir rüya daha düştü göğsüme
Kalktım
Kırık bir gülüş bıraktım ardımdaki mevsimlere
Hayat bu ya
Borcum olsun
Kırmızı kurdeleler bağladım ağaçların dilsiz dallarına
Dileğim öksüz kalmadı
Efil efil esti rüzgâr gözlerimin çatısına aldırmadan
Haber salın tüm çocuklara
Çocukluğumu gizledim babamın avuçlarında
Selam olsun...