1
Yorum
3
Beğeni
5,0
Puan
745
Okunma
Yakubun gözlerinden akana hasretim
mağaralarda Yusuf kokulu seherlere
çekilmeden deniz, inciler buluyorum
çocukluk hatıraları dizlerimde
büyük bir mabed gibi aşk
çıkmaktan utanıyorum
yaraların yüzleri suyuna bin bereket
acıyor, açık denizlerde sevgilere selam
ağırlığından kaldırılamayan bir yığınım
uykularım delik deşik, aklım firari
Eyüp sabrına belayım
ciğerlerimi mahvediyor sosyalist dumanlar
emdiğim izmarit üzere anlaşılmışlığım
dudaklarında tuzu kalmamış kadınlar
nasıl da hep seviyorum
nasıl da hepsi birinden ibaret
hepsi o mabedin turisti
secdeye inerken yüklerinden boşalıyorum
tad almak ne mümkün
bodrum katlarında nümerik sanat eserleri inliyor
çok satan bir yürek benimkisi
çok insan ayırıyor gözlerimden
cehenneme dosdoğru
hiç bitmeyen sırat sözleri
acımaktan doyuyor kahra
kutsal bir sessizlik benimkisi
ne Yakup çare, ne Eyüp, ne de Yusuf
binbir başlı yılan taşıyor yankılanan sesim
zincirlerinden kurtulamıyor şeyhim
aşkın mabedinde kurbet müridleri ağlıyor
ben kıyısız deniz
doluyorum cerihalarımdan duaya
Allah’ım biliyor, muhtacım Muhammed (s.a.v.)’a
5.0
100% (3)