11
Yorum
15
Beğeni
5,0
Puan
1163
Okunma
...
Sonra, burnunu çekti çocuk
Hüznün gölgesini yüzünden silip dudağına bir gülücük kondurdu.
Mutluydu
Kasabın önündeki kedilere öykünmüyordu artık
Pastanedeki karasinekler tatlılara konup dursundu
Portakallıydı çubuğun ucundaki şeker
Kağıdı janjanlı
Sırtına dokunan el
Tanımadığı bir duygunun adıydı, hoştu
Sokakların kapısı yoktu
Açıp ‘merhaba’ diyeceğiniz oda sakinleri
Girip sıcağına tüneyeceğiniz soba
Ne de üstünüze yıkılacak soba borusu
Polyanna burada devreye giriyordu tam da
Özgürlüktü madem sokakların adı
Özgürdü herkesten çok
Karışanı edeni, ağzını yıka, dişini fırçala diyeni
Yoktu
Hem babasından çok korkuyormuş
Öyle derdi Ali
Ne kadar şanslıydı
Falakaya yatıran bir babası yoktu
Gerçi baba’larla doluydu sokak racon kesen
Büyümüştü ama
Tedbirliydi gözleri sağı solu yoklarken
Kendi çöplüğünün horozuydu, zamanında öten
Yani o kadar da kötü değildi
Havalar da ısınmaya başlamışken sokak çocukluğu
Şu kadın mesela çok müsrifti
Ekmekleri bütün bütün bırakırdı çöpe bayat diye
Şu adam bir giydiğini bir daha giymezdi
Sanırdı ki giydirmezdi de
Ayakkabılar ayağına biraz büyüktü ama
En fiyakalısıydı arkadaş çevresinde
Şu kedinin sahibi sütü dışarıda verirdi mesela
Kedi aç gezerdi çoğunluk
Sahibi bilmezdi
N’apsındı
Dünyanın düzeni böyleydi
Ama büyüyünce
Şişe şişe süt alacaktı kediye
Yeminliydi
Yine de içi eziliyordu sokağın başındaki evin bahçesine baktıkça
Cücesi olmaya razıydı o güzel prensesin de
Aklından çıkmayan ihtimalle de sarsılıyordu yüreği
Prensesi, öpüp o kirli yanağından bir okul dönüşü
Prense çevirir miydi onu!
5.0
100% (15)