yoluna baş koyduğumuz dava düşüyor ahmet
sıkı tut beni
korkuyorum yere kapaklanmaktan



seni kurtarıcım belledim diye kızma lütfen
biliyorum kahramanlık gönüllülük esasına dayanır
istemiyorsan eğer mehmet’e başvuracağım
başım dağılmazsa o zamana dek

hem ben çok güzel yemek yaparım sevdiklerime
anadolu kadınıyım ahmet
her derdin devası
sevmenin yorumu y/emektir bizde
yani donatmışsam sofrayı özenle
bil ki ’seviyorum’dur anlamı
’aç mısın?’ diye sorduğumda
’senin için birşeyler yapmak istiyorum’dur
yani anayım en çok merhameti göğsünde nişan
koruyup kollayan, sarıp sarmalayan...

elbet mesafeli durmayı da bilirim
hissedersem soğuğu
üşümeyi de severim ısınmanın tadını alabilmek için
herkes soğan doğrarken ağlar ahmet
ben hayallerimi doğrarken
ama gizli
ama hissettirmeden

uluorta ağlayabilen kadınlara duyduğum kızgınlığı
cesaretlerine olan hayranlığıma vermişimdir büyüdükçe
o kadar da masum değilim ahmet
benim de var kendime göre kıskançlıklarım
mesela ben uluorta gülerim hep
arkadaşlarım da güler
gülmek kimseyi zan altında bırakmaz
ağlamak öyle değil ahmet
ağlamak intikamdır merhameti olanlardan alınan
yaslansam şimdi omuzuna
ağlasam, ağlasam
birkaç güzel cümlen vardır söylenecek illaki
tesellilerin vardır verilecek
istemem ahmet
kendi omzumda zırlarım ben
omuzlarım geniştir üzüntülerimin yaslanacağı kadar
idmanımı en zorlu parkurlarda yaptım
kondisyonum iyidir


yine de ahmet
amazon da olsa insanın ruhu
ormanlarda tek başına koşmaktan çekiniyor
bir el istiyor düştüğünde kaldıracak
bulunca da bırakmıyor işte böyle
kızma ahmet
kahramanlık gönüllülük esasına dayanır biliyorum
küçük bir hile yaptım farzet
k a h r a m a n ı m
iyi ki varsın!