Ben böyle bilmezdim bu bizim a ş k ı!

Bir ben vardım odada bir de piyano
Vals üslubunda aşka dair bir güfte havalandı
Kelebek gibi yaladı geçti yüreğimi
Vakitsiz hatırlattı unutmuş kalbe unutulan kara sevdayı
Ey kalıbına sığmayan yaramaz yürek
Sen farkında değilsin azapta bir ruh gibi can tedirgin bu tende
Pespaye dürtüler
Gelmeyin üzerime, lütfen!

Benzeri olmayan bir dilek tuttum
Heyula, bir ağ gibi ördü hülyalarımı
Saatlerin ardından uğurladım o mücella güneşi
Gün bittiği anda bir şua çaktı karanlığa
Kıblegâhım o akşam değişti
En görkemli imgelere o akşam sımsıkı tutundum
Öyle vahşi bir efsun ki inanılır gibi değil
Ben dâhil çok şeyi değiştirdi

Örneğin, ilk defa
Bana yakışan elbisemi giydim
Duyardım, nice sevdalılar aşkın yolunu böyle beklediler
Bir kedinin masaya sıçramasını bekler gibi
Beklerken, genç aşk adayı gibi kapıyı öyle çarptı ki
Masadaki mey kâsesinde şarap çalkalandı

Bir metrdotel edasıyla ökçelerinin üstünde eğildi
Bu dansı bana lütfeder misiniz?
Demesin mi?
Hayhay, emrin olur diyesim geldi
Değmese de yanağı yanağıma
Vals aksağını mırıldandım kulağına
Ruhum avuçlarının içinde
Ve tam ortasında kollarının ben
Aksine, aksine…
Kalbi sineme bir durup iki vurdu öldürür gibi
Avuttuğum aşkı çıldırttı!
Sakladım yüreğimi / kimse duymasın diye sesini

Sen say ki aşkın bedene başkaldırdığı yerdeyim
Sanma ki aşkı zapt edecek kadar güçlüyüm
Yorgun olduğu kadar da ödlektir yüreğim
(Şeytan okşamış gibi hâlâ ürperiyorum)

Bütün bu çılgınlıklar içinde
Gözlerinde müebbet yiyeceğimi bile bile
Derin, derin…
Baktım gözbebeklerine
Ve o an
Çizebilseydim
Cennet olacaktı yüzün
Yaza bilsem tarihe geçerdi şiirim
Öyle kaptırdım ki kendimi
Çok mu geldi bilmem ki
Mevlanın gözüne
Deneme çağım da çoktan geçti benim

Anmazdım ama adını
Ne beis var diyorum
Biz birbirini tesadüfen gördük
O an kaynaştı benliğin benliğime
Uzun söze lüzum yok
İster sev! İster sevme!
Gönül çekip gitmene razı değil
Gitme-n incitir beni…

KAYIP YALDIZ