0
Yorum
5
Beğeni
5,0
Puan
1000
Okunma
Tansı Kanık
tansığa… ve fazihlere(!)
<gözlerine olur da dokunursam
suyun ağzı sulanır.>
vakitsizliği çiçek edinmiş bir gölgeden indimdi
sabaha yakın istemsiz açılan eteğine
ayaklarını öpüp, yoluma koyma isteğim
başlayınca, bıraktım kuru kâbusları
kendini avutan ve iyileri uyutanları
sanış(!) eğlencelerinde çok ışık tüketicileri.
annemin ince tığına girebilecek kadınsın
seni bu yüzden üç numara büyük seveceğim
dokunurken üstüne hızla gelip
beni sev, beni sev, beni gerçekten sev
temennisiyle, vurup kaçan alçak hızıyla
fakat bir mezar taşı kadar masum isteyeceğim…
sanırlar ki: kötülüğü büyük olanlar
aldatıcılar! bir başkasının koluna düşünce
bakın işte ben bu yüzden…di sözlerine başlayanlar!
iyi ve iyi buluşunca sevmezler gülüşmeyi (kısa üç nokta ve ruh)
karşılığı değildir, ötesinde dünyanın
tanrının bir bildiğiyle öğütlenir sabırları…
âh bir taşı olsa içimizdeki kuyunun
fakat bilmelisin uğruna tutulduğum
önceki dalgaları getirtmeyeceğim göğüne…
sekmeyecek acım, kutsal rahle ağzına
yeşerecek çiçekler, tek tek kopartılanlar
hislerle büyüyecekler, biçimine bizim karar vereceğimiz bulutlarda
<tanış benimle adım Mustazaf!
öfkeliyim karanlıkta duran haydut akıllar için.
sevmeyi bilebildiysen beni seversin, bilirim…>
bir balıkçı ağında göreceğim seni
tuzunla, balınla, yalnızlığınla
alıp kendi yalnızlığımla konuşturup
tamamlayacağım. işin özü bu…
ama onlar da bilmeliler ki;
sanı(ş)cı kötüler! insan inanmak istediğini bulur
aksi aforizmalarla… bahanesi çoktur günışığına
aşk demenin(!) neyse unut
karagünsemi aydınlatmaya tansık
varsın, vardın hoş geldin
itilmeye tutunan çocuklarla
koğuşladım uykuları
anlatırken sen, sesine uzanmak için.
bilmem: öten nedir
giderim yorulduğumdan daha çok
bitmez mi ki kıyısı dünyanın
zehirlilerle temiz sütler ayrılırken
kavuşur iki düğme de
iki ölümle
birlikte al bu otlar senin
otlar bile aramızda mümkünse
güzel çiçekler koysunlar saçlarının arasına; onların
içi pis bir vazo nasılsa kalplerinde.
iyi ki geldin
sönüklüğüme aynasın
tutunmaya ot, tutunmaya dal
açmadığın geçmez, eri ve söz
tekrar söylememe lüzum yok
fakat;
"akıl, namustur bir kere
söz verir
söz akıldır bir kere öncesinde namus gelir
namus, sözün akla verdiği kalptir
akıldan önce insanlık gelir"
şimdi oturup baştan yazmalı
kırıştırmadan kuşların telini
randevusuna geç kalmaz ufuk
sen söyle ilk
suyun ağzı
gözlerindeki yemin mi?
Payanda
5.0
100% (4)