8
Yorum
15
Beğeni
0,0
Puan
1650
Okunma

Kırk yaşında bir ateşin başucundayım
Yoksunluğumun güncesine tütüyor
Nilüferle tutuşturulan ilkbahar
Billurun buğusunu
Öfkenin ışığını sürüyorum bahçelere
Toprağa mı değiyor ayaklarım!
Benzim sarı..
Çok sarı yapraksıyım
İğdiş edilen anılar yırtınıyor
Geçtiğim yolların mazisi yok
Çünkü damarlarımı yardım
Toparlanmak imkânsız
Canlı sesleri var
Susuşun sessizliğini dinliyorum
Kudurgan, Sevecen, Mağrur
O ben miyim uzaklaşan
Yoksa başka biri mi belirlemek imkânsız
Eşyalar yıprandı ağaçlar yaşlandı
Yayıldı özsu gibi ateşin kokusu
Döneliyor buğulu bahçeleri
Sözcükler topluyor
Çağırsam uzaklaşan ayak seslerini
Elimi ellerine uzatsam
Kızılcık karası bozguna bulutlanıyor
Ömrümün ucundaki yara izi
Gittikçe büyüyor
Her dakika; her gün
Sessiz ve muazzam nilüfer yağmur eşliğinde
Yeniden üzerime siniyor nefesinden ilk öpüş sonsuzluğu!
Büyüleniyorum nefesinle
Göğün üstündeki varoşlara çıkarılıyorum ..