3
Yorum
1
Beğeni
5,0
Puan
1045
Okunma

Kızıl bir öfkenin sağanağından geçtim
Ahraz ve yanık türküler sürdüm dudağıma
Onlarca soruyla donattım hüzünlü göğsümü
Nadim bir hıçkırığın kollarında sana geliyorum
Hangi rüzgâr sallıyor özlemin yamalı perdesini!
Sarkıtlarla donatılı ruhumun mezralarında kış
Hangi güneşe dönsem eritir asırlık hüznümü!
Yalancı baharların koynuna cemreleri ekiyorum
Çok selleri konukladı asırlardır kaktüs yüreğim
Rendelenmiş ömrümün halatlarında kanlı ellerim
Yıldız bakışlarının bekleyiş suları hep karanlık
Ölümsüz bir düşün penceresinde seni bekliyorum
Acının seherini al her şafakta göğsünden içeri
Gökler ağarınca gecenin izlerini örter aydınlık
Nefesinin ummanlarına yürüsem bekler misin beni?
Doğmamış sabahın alaz rahminde yansımanı izliyorum
Yüreğimin enginlerinde nicedir şefkatli ellerin
Sevdanın derinliğinde asırlardır batık bir gemiyim
Çıkar beni aşkın dipsiz kuyularından öpüşlerinle
Her gece efsunlu bakışlarının mezarlıklarında sevişiyorum
Selahattin Yetgin
5.0
100% (2)