Sinsi bir yalnızlığın odasında yalnız sevişmelerin darası
Eksik bir gecenin kefesinden mor tutkuları alıyorum
Parmaklarım bir kitap sayfasında kendi öykümü arıyor
Sürgün bir yüreğin yörüngesinde seni düşünüyorum

Hırpani bir adam avuçlarıma sarılıyor, aşkı umarak
Bir kadın gönlümün penceresinden uzaklara bakıyor
Gönlümün ıslak yatağına bulutlar çörekleniyor
Ölgün bir gönlün çukurlarında seni bekliyorum

Sesim kendime maraz, yitik uykuların sehpasındayım
Ömrüm özlemin kara meydanlarında bekleyişlerde
Korkulu sevilerin hücresinde güller yetiştiriyorum
Çürümüş sehpalarda her gece aşkı ipe çekiyorum

İçli bir dal çarpıyor ansızın üşümüş saçlarıma
Zaman yamalı bir pulca dökülüyor avuçlarıma
Kabına sığmayan bir su oluyorum kendime
Üşüyorum gönlümün umarsız kayalıklarında

Aşkın sarnıçlarından dökülüyorum kendi denizime
Asırlık bir su gibi dolaşıyorum öfkemin içinde
Nabzımı tutuyor aşk bakışlı bir kadın
Sokuluyorum ölüme gider gibi cennetine

Selahattin Yetgin