4
Yorum
15
Beğeni
0,0
Puan
1183
Okunma
Başını göğsüme yaslayabilirsin bu gece
söz, kuşlar hiç ölmeyecek
ve dünya dönmeyecek
Her yabancılığa biraz paylaştırdım kendimi
gökyüzünden bir dipsizliğe düşerken sayfalarında, doğrudur
boş bir heybe gibi
sonsuzluğa uzanan bedenlerin meraklı avuçları içimde
içimse doldurmuş tüm mevsimlerini
şairliğe gebe
bir gece şiiriyle öpmüştüm dudaklarından
kimsesizliğimizin yatak odasıydı kaldırımlar
baykuş sesleriniyse
çocukluğumun sıtmayla karışık tarla havuzlarında unuttum
yarı çıplak eti kemiğe yapışmış,
çelimsiz ve pembeydi tüm ormanlar
anlatması güç
aktarmalı kara tren seferlerimi ve içi izmarit kokan otobüslerle yolculuklarımı
ve çocukluğumun büyük bir şehirdeki ilk gecekondusunu
kısacası bu şiir bir kenar mahallede başladı dizlerini kanatmaya
içinde yokluk büyüten kelimelerle deniz manzaralı tepelerdim
yani mavi işte
yerde de birdi, gökte de.
seni düşlemek o yokluğun ilk dualarıydı,
çay tabağındaki muma üflediğim zaman susuyorduk çokça
içimde dönüp dolaşan
kızan bağıran o çocuğun gözyaşlarıyla arınıyorum bugün
ve hiçbir minare senin gibi çağırmıyor beni bu aşka
başını göğsüme yaslayabilirsin bu gece
söz, varmışsın gibi bu şiirde
ve kimse okumayacak...
.