Kusursuz deliler gibiyiz soğuk kış günlerinde
İnançsızlığa inançlı hiç büyümemiş çocuklar
Düzeneğini etimin tırnaklarına geçirmiş aşk
Batıdan mektuplar taşıyan gözleri kırmızı
Gözleri kıpkırmızı, gözleri yaşlı güvercinler
Beş taş oynayarak büyüyemeyen çocuklar
Belki de biz hiç öpmedik dudaklarından savaşın



Hastalıklı bir ruh ile sevişip acı çeken insanlık
Yarın yeni bir güne başlayan orospularla vs.
Ne geçecek elinize güvertesinde saat 04:40
Sahne çılgını tiyatrolar da ise lirik ölüm alkışı
Alkışları kıpkırmızı. Alkışları güvercinlerin be
Kanatlarında kurşun yarası kıtalar misali kan
Belki de çocuklarla bitebilecek ayıpların kapanışı



Sen yine de örtme üstümü betonun çaprazıyla
Düşünmeye dair tetiği çekecekse kitaplar, Hz İsa
Hadi ne duruyorsun yüzün kıpkırmızı alkışla, dua
Sevmiyorum içimde çürüyen o eşsiz isimleri, aşkla
Doğudan bakamayacaksak hiç doğamamışlara
Defol git, defol git lütfen bu mor tımarhaneden
Vakti gelmemiş trenlerle, vakitsiz balkonlara



Tutkusunun peşinden koşacak birçok omurga
Birçok kadın ve birçok dehşeti taşıyacak o gen
Kandırılmış sol, kandırılmış sağ, kandırılmış ruh
Gökyüzünden düşen bin parça, lanet olsun
Lanet olsun ki, insanlık yeşil ormanları seviyor
Öpüşmekten korkmuyor idam mahkûmu, bir arp
Ah matematiksizlik, çelimsiz sevimli matematiksizlik …










































.