oldukça güzel bir eleştiriydi. yani hoş bir yakalayış ve bir okur olarak haklı bir beklenti.
ciddi ve ayakları yere basan eleştirileri okumayı seviyorum. her şeyden öbce okuduğunun farkındalığınİ hissettirecek okur. yani her şiirde aynı beklenti içine giremeyiz. vs.
gelelim bana ve şiirdeki tavrıma. yazarak yaşayarak ve okuyarak beslendiğimi düşünüyorum. ama ille de o yazmak dürtüsü. bu satın alınabilen bir şey değil. belki içinizde uyutan ama uyanan bir şey. benim hikayem 26 yıl önceye dayanıyor. bir okulu yok. yani diyeceğim şu ki; onca yılın bana ögrettiği bir şey var. o da; bir adım sonranızı bilememek. ve bütün heyecanı da bu. insanı yazma konusunda diri tutan...
ve ne zaman neyle beslendiğini kestiremiyor insan. bu nedenle yazdıklarınızı önemsiyorum.
teşekkür ederim.
selamlarımla.

Tekrar merhaba. "O sıralar dünyanın en güzel şeyiyim" şiiriyle ilgili birşeyler yazmak istiyorum. Şiir sizin olduğu için paylaşmakta sakınca görmüyorum. Yoksa şiir yorumlamak veya bir şiiri açıklamaya çalışmak bence çok anlamlı bir çaba değildir. Şiirlerinizin hepsini okumadım bu arada. Yani yazacağım şeyler şiirinizin tamamıyla ilgili olmayabilir. Sadece okuduklarım alınsın üstüne.

Öncelikle yazmak için çok geniş bir alanla başlıyorsunuz, bunu herkes, hatta şair diye isimlendirilen her insan yapamaz. Evrensel ve kavramsal asıl tema üzerinden yol alıyor şiiriniz. olay ve kişilere çok bulaşmıyor, kavramlar seviyesinden geliyor sesi devamlı. Sahneler, benzetmeler ve çağrışımlar ve de soyut tanımlamalar hiç olmadık yerlerde şiirin akışını hiç bozmadan, hiçbir şeyi kırıp dökmeden yerli yerinde. Çok boyutlu, içinde katmanları olan bir yazma biçimi. Genelde ikinci yenide karşısına çıkar adamın bu yapı, ki zaten ilk mesajımda da bunun sinyalini vermiştim; "açmaya hücum eden çiçekler". insana özgü eylemlerin nesnelere, nesnelere özgü eylemlerinde yine insan veya diğer canlılara, bazende kavramlara giydirilmesi. Güçlü bir soyutlama ve yabancı bakış gerektirir bu.

Bütün bunları yaparken insan bir sözlük kullanır. Türkçede bahsettiğim şeyin bir karşılığı yok, en yakın tanımlama "terminoloji" olabilir fakat o da zaten yabancı kökenli. İngilizce'de "vocabulary" bunu karşılayabilir. şiir yazan herkesin kendi öz terminoloji vardır. Her yerde karşımıza çıkar bu durum o kişinin şiirini okurken. Dağınık bir gramer ve özgün bir dil yeniden yaratılır şiir yazmayı bilen kişinin elinde. Bu sizde de var, fakat, bir okuyucu olarak beni zorlayan bazı şeyler de var bunun yanında. Ben mesela ""O sıralar dünyanın en güzel şeyiyim" şiirini okurken, şairin bana her şeyi anlatmasını ve bunu yaparken şiirin beni ensemden tutup soktuğu o yabancılaşma durumundan çıkarmasını istemiyorum. (ki zaten Türkçe şiir yazmak için oldukça güdük bir dil, çok genç ve uzuvlarının büyük bölümü hadım edilmiş bir dil, ama bu başka bir tartışmanı konusu olabilir. ben kaldığım yerden devam edeyim. ) Şöyle ki,

"bütün gölgeler toplanmış ortalık mahşer"

diye başlayan bir yabancılaşmanın ve soyutlamanın arkasından

"bense gökdelenler inşa ediyorum bir duvar dibine çömelmiş"

ile kendime gelmek istemiyorum.


bunun yerine

"o sıralar sırtına küsmüş bir zenciyim"

mısrasını

"bininci kattan düşme korkusu can veriyor grinko’nun parmak uçlarına"

mısrasının takip etmesini tercih ediyorum.

bunu sizin alanınıza yapılmış bir tecavüz ve sizi düzeltmeye çalışan birinin ukala lafları gibi algılamayın lütfen. Ben bu şiiri okurken daha fazlasını istiyorum sadece. Çünkü ben şiiri okumaya başladığım andan itibaren o bana aittir artık. Okuyucu için yazın demiyorum. gerçi bütün büyük şairler okuyucu için yazmıştır. hatta neredeyse en büyükleri hep "para" için yazmıştır. bu yapılan işin kıymetinden birşey götürmez. Fuzuli şiirlerini para karşılığı yazmıştır ve fakat şu beyitte yine onun kaleminden çıkmıştır.

Bende mecnundan füzun aşıklık istidadı var
aşık-ı sadık menem mecnun ancak adı var

okuyucu ancak siz hepsini mutlu etmeye çalışarak şiirinizi kısırlastırmaya, herkesin anlayacağı bir şiire dönüştürmeye başlayınca tehlikeli bir hale gelir.

Kısacası ben sizin şiirinize başlarken yabancılaştığım kendime, beni tekrar hatırlatan mısralar veya geçişleri yakıştıramıyorum. Çünkü gerçekten çok özel bir ses duyuyorum okurken. O ses şiirin sonuna kadar devam etsin istiyorum.

saygılar...

cevapta geciktim kusura bakmayın..

şiire ters ve aykırİ bakış açıları olmadığı müddetçe tüm fikirler kabulüm. çünkü fazlaca zengin şiir dediğimiz şey. ve ben ise bu.konuda cidden ehil değilim. yazmak ve okumaktan başka.

sık yazmak konusunda ne demek istediğinizi çok iyi anlıyorum. ancak hayat beklemiyor bizi ve koruyamıyor ölümden ve kendimizden de. yani yazmak Oyle bir şey ki sözleşme yapamıyorsunuz sonraya dair. siz de bilirsiniz ki alkış ya da tercih edilme derdi degildir mesele. öyle olunca iş bizden çİkar zaten. ha, söyledikleriniz yanlış mı? e değil elbette. ancak bizi biz eden farklılıklar da burada başlıyor belki de.

birebir şiirle ilgili eleştrileriniz olursa da memnuniyetle okurum.
selamlarımla.

Şair o'dur ki diyordu bir düşünür, düşünürün ürettiği kelimelerle, yani bir düşüncenin imbiğinden geçmiş kelimelerle, yine düşünürün çizdiği köşeli dünyayı yırtan ve yeni boyutlar açan kişidir. Şair kelimelerini sokaktan toplamaz, bilakis şiir şairin zihnine ölçüsüyle ve iç dinamizmi ile birlikte gelir. Ve ihtivasını da beraberinde getirir. Bu bakımdan şiir yazmayı, hem emek isteyen bir iş hem de aşkın bir boyut olarak tanımlıyorum, bilmem katılır mısınız?

Şiir yazmak zordur, sizin şiirinize gelince bu zorluğun üstesinden geldiğiniz zaten ortada, bunu tartışacak değilim. Fakat şunu sormak istiyorum, şiir yazarken kendinize ne kadar yabancılaştığınızı hissediyorsunuz. Bence siz çok fazla şiir yazıyorsunuz. Bütün içtenliğimle söylüyorum, daha az yazmalısınız. Sitedeki şiir sayınıza bakarak söylemiyorum bunu, daha az şiir yayınlamalısınız da demiyorum, sadece daha az yazmalısınız. Bazı şiirlerinizin vaadettiği şeyleri göz önünde bulundurarak söylüyorum bunu. Umarım kendimi doğru ifade edebiliyorumdur. Yine bir alıntı yapmak gerekirse "şiir şairin şımarık metresi gibidir, onu yeterince ihmal etmelidir."

Şiirleriniz özelinde daha sonra ayrıca daha ayrıntılı şeyler yazacağım. Önce şiir deyince ne anladığımı anlatmak istedim. Saygılar...

buna çok sevinirim..yani şiiri bildiğini düşündüğüm ve yazdıklarını begeniyle okuduğum birinin eleştirisi her şeyden önce şiire bakış açısını görmek beni memnun eder.

Sizin son eklediğiniz şiirde de yıkılan bir duvar vardı bugün. Hoş bir tesadüf olmuş. Haddim olmayarak bir yorum yazdım. Sitede yeniyim henüz, sadece yazarın göreceği yorum nasıl yazılır bilmiyorum. Bu nedenle çok fazla bir şey yazmamaya çalışıyorum. Ama bu sefer tutamadım kendimi. Yine haddim olmayarak şiirleriniz ve genel anlamda şiir hakkında fikir alışverişinde bulunmak isterim. Şiirinizin sesi oldukça güzel ve güçlü, eleştirmek isterim müsadeniz olursa.