1
Yorum
4
Beğeni
0,0
Puan
1027
Okunma

Acıtır, bilir misin o güzel şiirlerin yazılmış olduğunu düşündüğünde
Ne kadar kötü olduğumu
Yutkunurum, içtiğin su boğazımda
Bir gün anlamak gibi hayatı,
Hani tam da ölecekken,
’Durun, işte, işte anladım ben yaşamanın ne olduğunu’ dediğin anda
Çok geç kaldığını bilir gibi yaşamayı
Acıtır, mesela büyümek
Ta derinden çaresiz kalışını anladığın an
Çarelerin ne kadar da güzel olduğunu anlarsın
Eskiyi sövmek gibidir ağlamak, eskiye, ama ağlamamalı insan
Ne desem çaresizim
Bir akasyanın ölümü gibi dizilirim ağladığında
Tam parmağının ucuna, toprağa karışmadan önce
Öpmek isterken tam da kalbinin ortasından
Acıtır, hani ilk aşk gibi, ilk aşk, kendine
İlk çaresizliğini tadarsın o an
İnsan, kendi yüreğinden öpemeyen acizdir
Bir anka kuşu misali küllerinden doğma hikâyesini anlarsın
Güler hep yanında olanlar, gülüp geçtiklerini anlamadan
Hep beklersin birini, keşke dersin, keşke şunlar da beyazlamasa
Deli eder seni terin,
Aydınlığın en kararmış hayalinde bir cigara daha sönerken
Acıtır, uykular dahi soğuk yastıklar üzerinde
Nasıl da duraksar akrep saçlarının arasında
Geçmişe hiç uyumak istemezsin, hep gelecek vardır
Oysa sen de bilirsin, tohum gibidir yaşamak denen şu bela
Ne ektiysen teninde, yaşadıkça onu yaşarsın
Acıtır, elleri de acıtır insanın
Sardıkça boşluğunu aynada
Çektiğin son sigara dumanı gibi, ciğerlerince aşk
İncinmişliğin kadar salarsın nefesini ’ah’ çekip
Bir sabah olma arzusudur hep gecede yatan
Ve bu uğultu, sanma ki ümitsizlik dahi bakidir şu lanet dünyada
Öylece, bir rüzgâr gibi esip, geçer biten her şey
Hiç de yorgun değilim dediğin o an
Dolduğunda gözler, sanki o gözler hep uzaklarda birini beklemiş gibi
İki damla yaş akıp usulca dudaklarını sarıp
Kapanıp yatağına, artık hiçbir sigara kurtaramaz nefesini
Kendi kabrine çiçekler biriktiren öğretmenleri anlarsın
Bir Fransız ağlayışıdır, affedilmeyecek öğrenciliğinde hayatın
Akan sürmenin siyahında
Gördüğün an beni karşında
Acıtır, kapılar hep gitmelere ait olduğu için
Yine de deliğin uğultulu bakışları ardınca
Bırakamadığın o son nefesin gibi
Yaslayıp burnunu omzumun vahasına
Aynanın karşısında hala güzelim dediğin o raksları
Gömdüğün o korkunç, hasretlik sarılmaya inandığın gibi
Acıların bile artık acıtmadığı yılanın masum sevişleri
Kendine uzanan mavi ellerinle
Ne çok yaşadım, oysa hiç yaşamamış gibi hissediyorum derken
Aslında hiç yaşamadığını anlarsın
Aşk bu, acıtır
Kendine veremediğin tüm şansları beklersin gözlerimde
Gözlerimin içinde gözlerin
Sana ne çok benzediğimi fark ettiğin an, içimde
En güzel uykuya dalarsın
Ve hiçbir şeyi anlamaman gerektiğini anlarsın.
Kapı kapanır
Artık biz’iz’dir
www.youtube.com/watch?v=8GJe2DD2I9A