4
Yorum
3
Beğeni
5,0
Puan
1131
Okunma
Hiç bir mevsim eksilmedi hüznün.
Ne taze gelin gibi,
salına salına gelen ilkbaharda,
Nede bıçkın delikanlı havasındaki sonbaharda,
Atamadı memleketim,
üstündeki akşam güneşi hüznünü.
Ne karakışta dağlarını dolduran
karlar örtebildi,
Nede ovalarını kaplayan sarıpapatyalar.
Bir deniz tutması sarhoşluğundaydı
hüzünlü memleketim.
Parmak uçlarından dokunsan
inan ki ağlayacaktı.
Onlarca yıldır,
kalbine saplanan
Hain bıçaktı,
dağlarında patlayan bombalar.
Ne hainleri eksiltebildi
Nede ihanetleri atabildi üstünden.
Yüreğinin her kıvrımına sakladı acılarını
Utandı,
Gösteremedi,
ele güne yalancılarını.
Nasıl üzülmesin,
Nasıl hüzünlenmesin,
Sevgili memleketim.
Yüreğine saplanmış,
Kara saplı bıçak sallanırken.
Milyonlar ayaklanırken,
Meydanlarında, sokaklarında,
gaz bulutlarına sarılırken,
boğulurken gencecik canları,
nasıl üzülmesin, nasıl hüzünlenmesin,
Sevgili memleketim.
Sami Gök
23.06.2013 / Ayvalık
5.0
100% (4)