Bilirim, Kar üstüne çıplak, Ayakla basmayı. Yüreğimde, Eskiden kalma, Bir izi var, Kar üstünde kalmış, Çıplak ayaklarımın.
Bilirim çocuk, Karlar altından, Kardelenler gibi çıkan, Üşümüş, Ayak parmaklarını.
Bilirim çocuk, Yüksek tepelere vuran güneşin, Sıcaklığını nasıl çağırdığını, Kimselere yalvarmasan da, Güneşe nasıl yalvardığını bilirim...
Sami Gök 22.09.2011/Ayvalık
Paylaş:
3 Beğeni
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Ah o su damlası kadar masum çocukluğumuz, hep büyümek isterdik ya, acelemiz neyse artık.
Büyüdük, yaşamın bütün yüzleriyle karşılaştık, ama bir yanımız ve de en önemli yanımız, yüreğimiz hala çocuk.
Kime sorsanız çocukluğundan kalma bir üşüme öyküsü vardır. Benimde var elbette hem de o kadar çok ki.
Ortaokul birinci sınıfa başladığım yıldı, zaten ailenin en küçüğü olduğumdan babam okutmaya pek gönüllü değildi ve günlerce ağlayıp anamı ikna ettikten sonra izin çıkmıştı, izin çıkmıştı ya, okula kaydolmanın daha da önemlisi okulun da bir maliyeti vardı tabi,zaten kısıtlı olan aile bütçesiyle dört çocuk okutmak ne kadar zordu bilmeyen yoktur.
Her neyse acil ve olmazsa olmaz ihtiyaçlar bir şekilde tedarik edildi, okulların açılış tarihi de sonbahar olunca siyah önlük her şeyime yetiyor da artıyordu bile. O ne mutluluktu, kağıt kokusu, sınıfın kokusu, üzerimdeki önlüğün kokusu, dünyayı verseler değişmezdim o kokuları.
Yavaş yavaş kış yüzünü göstermeye başladı elbet, ayağımda soğuktan takır takır olmuş lastik pabuçlarla, kısa süreli de olsa kar yağışının ardından buz tutmuş yoldan okula ulaşmak, o ayrı bir mücadele gerektiriyordu.
Hele bizim memlekette "Şubenin Yokuşu" (Askerlik Şubesi) denen bir bölüm vardı ki, poyraz yüzümüze doğru estiğinde tokat yemiş gibi hissederdik.
Bir gün tam o yokuşun başına gelmiştim ki birden kendimi yerde buldum ama ne bulma, zaten soğuktan serçe gibi donmuşum, bir de düşünce iki gözüm iki çeşme ağlarken, biri tutup kaldırdı yerden, ellerimi ellerinin içine alıp ısıtmaya çalıştı kısa bir süre, sonra paltosuyla sardı ayakta durmaya çalışan küçücük bedenimi.
Düştüğüm, dahası ağladığım için çok utanmış ve bakamamıştım beni yerden kaldıranın kim olduğuna, meğer aynı istikamette oturan Matematik öğretmenim Mustafa KARA imiş, şu an hayatta olup olmadığını bilmiyorum ama hayatta ise Allah Uzun ve Sağlıklı ömürler versin, ölmüşse de gani gani rahmet eylesin.
Sayın GÖK; şiirleriniz her okuyuşumda beni farklı farklı metaforlara sürüklüyor, sanırım güzel şiir yani şiir gibi şiir de bu olsa gerek.
Kutluyor saygılar sunuyorum.
haticeak tarafından 2/14/2013 11:07:31 PM zamanında düzenlenmiştir.
Öncelikle şiirlerimi takip etme/beğenme konusundaki cesaretlendirici sözleriniz için sonsuz kere teşekkür ederim Hocam, yaşadıklarımız acı olmasına acıydı ama bir mücadele şekliydi bence, yani adam olmak derler ya, adam olmanın/olabilmenin mücadelesi. Çeşitli riyakarlıklarla değil, akılla, emekle, özveriyle adam gibi kısacası.
Sevgili Hatice hanım,yaşadıklarınız ve veya yaşadıklarımız aynı dönemleri kapsadığından ve benzer acılar yaşadığımızdan hep aynı duyguları duyumsuyoruz.Şiiri beğenmenize sevindim ama o yaşanmışlıklar elbette güzel şeyler değildi.Acılar insanın belleğinden çıkmıyor,sizin yaşadığınız o olay kaç yıl geçmesine rağmen belleğinizde ne kadar da taze.Bunu yazdıklarınızdan anlıyorum.Bende sizin şiirlerinizi beğeniyorum ve takip ediyorum.Yüreğiniz,duygularınız ve kaleminiz hiç susmasın. Selam ve sevgiler.
Öncelikle şiirlerimi takip etme/beğenme konusundaki cesaretlendirici sözleriniz için sonsuz kere teşekkür ederim Hocam, yaşadıklarımız acı olmasına acıydı ama bir mücadele şekliydi bence, yani adam olmak derler ya, adam olmanın/olabilmenin mücadelesi. Çeşitli riyakarlıklarla değil, akılla, emekle, özveriyle adam gibi kısacası.
Sevgili Hatice hanım,yaşadıklarınız ve veya yaşadıklarımız aynı dönemleri kapsadığından ve benzer acılar yaşadığımızdan hep aynı duyguları duyumsuyoruz.Şiiri beğenmenize sevindim ama o yaşanmışlıklar elbette güzel şeyler değildi.Acılar insanın belleğinden çıkmıyor,sizin yaşadığınız o olay kaç yıl geçmesine rağmen belleğinizde ne kadar da taze.Bunu yazdıklarınızdan anlıyorum.Bende sizin şiirlerinizi beğeniyorum ve takip ediyorum.Yüreğiniz,duygularınız ve kaleminiz hiç susmasın. Selam ve sevgiler.
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.
Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.