6
Yorum
3
Beğeni
5,0
Puan
1725
Okunma
Ranza yok hücremde,
betonlardayım.
Işıksızım,
kör karanlıktayım.
Nerde kaldı,
güneşle arkadaşlığım.
Razıydım dolunayın,
yoldaşlığına.
Yada karanlık maviliklerdeki,
yıldızların ışımasına.
Görünmüyor gökyüzü.
Doksana doksan hücrem.
Karışladım tekrar tekrar,
kısa zaman aralığında.
Ah! Bir de bu çığlıklar,
zamansız olmasa,
kabuk bağlayacak,
yüreğimdeki yaram.
Unuttum zamanı,
Belki de gece, şafağa gebe.
Sancısız,
nur topu bir gün doğuracak.
Belki de dışarıda, günlerden Pazar.
Dışarısı cıvıl cıvıl,
tüm sokaklar meydanlar.
Belki de kız kovalıyor oğlanlar,
bizlerden habersiz.
Kim bilir?
Günlerdir ben de habersizim,
aşktan sevdadan,
dışarıdaki kavgadan.
Haberim yok ki zamandan.
Bir ses duyarsam,
koridordaki demir kapıdan,
yüreğim hoplar yerinden.
Korkmuyorum desem,
düpedüz yalan olacak,
gelen sorguculardan.
Biliyorum.
Serde yürekli olmak var,
biraz korkmakta,
falakadan acıdan.
Seviyorum ellerimi,
tırnaklarımı, gözlerimi,
her yerimi.
İstemem,
yüreğimde ay çiziği olsun.
Ya da güneş yarası,
yanaklarımda.
İz kalmasın kollarımda.
Bunun için korkmaktayım,
demir kapının sesinden.
Kendi nefesimden,
kuşkulanmaktayım,
korkunun ayak izleri var diye.
Tabanı cam elyaflı,
doksana doksan hücremde.
Sami Gök
20.9.1985 / Gayrettepe-İstanbul
Not: Cam elyafı çıplak tene temasında aşırı şekilde kaşındırır.
5.0
100% (5)