Dalga dalga geldiler yine,
Traktörlerle, kamyonlarla,
yalın yapıldak,
Doldurdular tüm körfezin dağlarını.
Troya’dan,
Kazdağları’ndan, Madra’dan kimi.
Tüm zeytinlikleri,
kapladılar rengarenk.
Gelenler zeytin toplayıcıları.
Köle değildiler,
fakat çok sessizdiler.
Traktörlerin üstünde Afrika bayrakları gibi,
renk renk dizildiler.
Kimi mavi gözlü,
Kara gözlü kimi,
kimininki elaya çalar.
Kiminin yüreğinde büyük umutlar,
Kiminin sevda fışkırıyor gözlerinden.
Fakat hepside iç Ege’nin,
yoksul köylerinden.
Başka bir şey gelmezmiş gibi ellerinden,
Sürüldüler renkli örtülerle,
uçsuz, bucaksız zeytinliklere,
Dededen kalma usullerle,
Şimdi zeytin toplama zamanı, dediler.
Deniz zamanı değil,
sıcak kumların üstünde,
Aşk zamanı hiç değil.
Bilmeseler de aşkı ve dünyayı,
Ölesiye bilirler kara sevdayı.
------.
Geldiler yine,
dalga dalga geldiler.
Binlerceydiler.
Kiminin elinde bebesi,
Kiminin sırtında heybesi,
Umurlarında değildi gerisi.

İndiler traktörlerden,
Gökyüzünün maviliklerinden,
Habersizce,
Maviliklerin farkına bile varmadan,
bakındılar zeytinliklere,
Sanki zeytinlikleri,
ilk kez görüyor gibiydiler.
Sustular sonra,
Aralarında işaretleşerek,
öbek öbek toplanarak,
Umutlarını ve sevdalarını bir kenara bırakarak,
Kuru katık demeden,
Azıklarını bir güzel yediler.
Ardından kimi tütününü içti,
Kimi yanık türkülerini söylediler.

Ey efendiler,
Ey zeytin baronları,
Gelenlere sordunuz mu hiç?
Var mı yatacak yerleri?
veya bir diyecekleri?
Biliyorum hiç sormadınız.
Dert de etmediniz hallerini,
Sizin derdiniz,
Bu yılki kazancınız.
Bir de,
Paraya tahvil olan vicdanlarınız.

Sami Gök
8.2.2010 Ayvalık