3
Yorum
3
Beğeni
5,0
Puan
1215
Okunma

birazda konuyu değiştirmek için,
“-hepsi bir yana da, Mustafa abi
her oyunu senden öğrendim kabul, tabii
altmışaltıda kağıt çalmasan,
her oyunda “işine gelen kuralı koyma”san,
dominoda istediğin taraftan çekmesen
tavlada zar tutmasan,
zarı kapıp! yalan yere yemin etmesen,
tavla beşte biter deyip kapatmasan
ben beş alınca
burası köyyeri biz köylüyüz deyip yediye sürmesen
işine gelen zarı oynamasan
altı kapıdan yedi atıp kaçmasan
birazcık ciddi olsan olmaz mıydı”.. dedim
“haklısın, bizim o(ğ)lan, da!
valla sen de bek ballıydın,
sana en isdemediğim zar geliyodu
peygamber dölümüydün bilmen
şansından gudurudun
yetmez bide herkeş senden yana oluyodu
çıldırıdım valla
en möhümü başka hiç kimseye değil emme!
sana yenilmeyi de hiç hazmedemezdim
hatırlayon mu bi ğece zabbaha gadar u(ğ)raşdım da
herkeş bize bakınca hile de edemedim
emme.. en sonunda yendim.”
“- ı ıh..
baktın tavlada yenemedin,
olmadı domino,
domino da olmadı altmışaltı
o zaman ben de hususi yenilivermiştim
elimde kırk varıdı demedim,
sonradan çekmişiyim gibi karo popazını”
…
“-aklıma gelmedi deği(l) valla”
…
keşke bütün günaklarım böyle olsa
var halal etmezsen etme”
“-olur mu abi
sana canım feda”
..
“-bir değil bin katı helal olsun”
…
“eyi şükür, vizdanım ırahatlayvıdı bireş” diye güldü..
konuştukça açıldı
“-yeri gelmişken.
onu konuşturmak için muziplik ettim
“peki o ismini zikretmek istemediğin kişi kimdi?” dedim
“belli ki bir gönül işiydi”
“-haa! şo meseleme..” dedi
ARKASI YARIN
5.0
100% (4)