6
Yorum
16
Beğeni
5,0
Puan
1573
Okunma
avuçlarımda yeni ve küf kokulu öyküler biriktiriyorum
bu bir intimakdır ayrılıktan sevgili
reçete yazısı kadar okunaksız
kuyulara eğiliyor yıldızlar ağzımda
gülüşünün saçaklarına konuyor kuşlar
gözaltlarında biriken yarım aya düşüyorum
ve mavinin en sığ damarında
-düşünde bilye bulmuş çocuk şenliği ile-
uçurtmalar salıyorum bütün uçurumlara.
güller koktukça kalbinde
ağzımdan ağzına baharlar fışkırıyor
ateşten süzülmüş bir şefkat oluyor bize sevmek
dilimizde eski şarkılar
eski bir destandan kalma
tarih boyu sevda masalı ellerimiz
savaşlardan
yıkımlardan
zehre sevdalı gecelerden kopup gelmişiz sevgili
maviye kesiyor kelimeler bak
kendine uçurumlanıyor arzu
ağzım değdiğinde ağzının hançerlerine
ve göğüs uçlarını ısırmamla açıyor yeniden
kitaplar arasında unutulmuş güller.
sayrı bir yatağım kendi yalnızlığında üşüyen
düş kurarak avunuyorum
ve avutuyorum mevsimsiz kuşları
kuyulardan kurtuluyor bütün yusuflar
çöle bahar
gönle ebemkuşağı doluyor
-biraz camus okumak gibi bir şey
ya da kafka olup sevişmek milena’yla-
derken koşmaya başlıyor çocuklar
dağların doruğundan bahara dökülen aşık kadınlar
dörtnala atlar
kılıçlarında yavuklularının resmiyle savaşçılar
çıldırıyor dünya sevgili
çıldırıyorum bedeninde amber kokusu var.
aklının pencerelerinden soluyorum hayatı
ruhunun üşümelerinden
karnının yumuşaklığından
dudaklarından
ellerine hamaklar kuruyorum
ürkmesin diye kelebekler
usulca uzanıyorum kıvrımlarına teninin.
yüzünün gözlerinin
gözlerindeki sevda çapağının
dünyayı değiştireceğine inanıyorum
ellerini tutarak yürüsün diye çocuklar
hayra yoruyorum yanlış girilen yolları
seninle sevişirken sana benziyorum çünkü
sesine benziyor sesim
iniltilerine sarılıyor iniltilerim
iliğim iliğindeki hasrete taşıyor
şehvetle duvara yaslanıyoruz ağlamasın diye kimse
-hatta yakup bile-
aşkla başlayıp aşkla bitiyor
öyküleri kuyuya düşmüş çocukların sonatı.
kendimi yeni ve küf kokan öykülere vuruyorum
iki denizin çalkandığı
iki buludun yağmaya meyyal olduğu gökte
yıldırımların asi ve mücrimce
çocuk kahkahalarına düştüğü yerde
birazdan öpüşecekmiş gibi telaşlı
bir dudağı başka bir dudakla örterek
yani dolsun diye ruhumuzun tüm boşlukları
serbest edilse elele dolaşması sevgililerin
serbest olsa ana dilde eğitim mesela
-merdivenleri unuttum sanma
elbette tüm boşlukları da-
dilimde annemin göbek bağı tadı
kan tükürerek hançerlenmiş tüm sözlere
bu güne ve elbette yarına
zambaklar ekiyorum dört yanına dünyanın
paylaşılabilir bir gökyüzümüz olsun diye.
5.0
100% (12)