14
Yorum
15
Beğeni
5,0
Puan
2992
Okunma


Kalbinde katliamın cefa kürdanı suskun,
Özgürlüğün sesini çizmekten âciz gibi.
Parmakları renklerden bugün kesilmiş sükûn;
El değmemiş bir kıza şehvet-i tâciz gibi.
Bulanık bir gecenin kulaklarından sağır,
Ellerinde katili saklıyordu gizlice.
Yalnızlığın çirkefi uykusuz onda ağır;
Ondandır musallata kırgın düştü delice.
Yüreği nezarette en uhrevi karakol,
Pahasına hayatın diplerinde merdiven.
Siyahta beyaz gibi düşüncesiz ayık ol;
Gölgesinde kaybolur onu aşikâr seven.
Mızrağı hançer gibi âşıkane alevin,
Aşkın cadaloz tenli kederlerin çırağı.
Resimlerde rahata uyuyan hancı devin;
Renginde hayat bulur kol düğmesi yaprağı.
Kokuyordu noksansız bencilce kahkahalar,
Ömrünün renksiz geçen en karanlık fırçası.
Onu yürek törpüsü dişleyen ölüm anlar;
Parlak bir gezegenin resmî sanat parçası.
Boynundaki korkusuz mülkün zincir sorgusu,
Uçuşmakta iblisin kara kış bedeninde.
Köleliğin sımsıkı künyesine vurgusu;
Bağlı kaldı ebedi utangacın teninde.
Bayatlamaya mahkûm çatlak omlet tavanı,
Savrulurdu anbean serüvensiz bibloya.
İhtiyarın yılışık sarmaşıklar savanı;
Nakış nakış işlendi gözünde badem oya.
Efendi marifeti tutsak nûr-ı manzara,
Aynasında raks eder ressamın avukatı.
Lanetli balkonlarda gelinir mi nazara?
Müvekkilin kadife, pelerinli tokatı.
Ney sesine teşbihen resmin avaz sesini,
İnletirdi şen gibi yed-i beyzâ âsâmı.
Avucuna çizince kâbusun gecesini;
Kanlı fırçada öldü Kayıp Renkler Ressâmı…
5.0
100% (17)