0
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1263
Okunma

Ürperiş ki, her akşam bir mahreme bezenir,
Düş köprüsü sıratın ellerinde günahsız.
Gece, ürkek tutkusu ufuklarda tüllenir;
Gündüz, göklerde duâ; rind kabrinde günahsız.
Tozpembesi korkular kâinata gebedir,
Yeryüzüne münzevi nakşettiği duygudan.
Gönlün kelâm örgüsü akla mutlak darbedir;
İşkencesi tefekkür çilesine denk sudan.
Mahlûkattan münezzeh meşâleler uykusuz,
Nağmelerin mehtâbı masivayı simgeler.
Tütsülenen renklerin hüzzâm yangını susuz;
Tan yerinde hüzünlü bir hayâli gölgeler.
Ezelden bu ümidi ne eninler coşturdu,
Deniz anlık remzedir manzarası serâba.
Aks-i sadâ nüksetti; hafakanlar kudurdu;
Gök kubbeler yükseldi minâreden mihrâba.
Şaire kan kusturan, öfke köpüren asra,
Müthiş fikir sancısı ürperiş, çığlık salar.
Ruh çehresi ahengin içinde ardı sıra;
Bir beyhude boşlukta noksan kaldı manalar.