22
Yorum
30
Beğeni
0,0
Puan
2683
Okunma

arada bir uğra yine
bir salkım üzüm düşer belki asmalardan
bizim çocuklar sokaklaşır
at arabalarıyla çöp toplamaya koyulur
tenlerinin esmerliğinden
gözlerinin asıl rengi hiçbir takvim saatinde
farkedilemeyen çingeneler
annem, komşu Münireyle şakalaşır
kaçak bir çay tadına bulanır parmaklarım
arada bir uğra yine
göz göze gelmelerin ertesi,
fikri düşünce suçundan çıkartılır belki
belki, sevebilmek seni yeniden yasallaşır
dalgın bir vapur edasında seyreder dururken
karsız caddelerin sağ şeritlerinde bizimkiler
ki hiç bizimkiler olmayacak kadar yabancılardır aslında
otomobilin en güzel aksesuarı kornasıymış gibi
ona dokunmak dikenli bir telde şarkı fısıldamakmış gibi
ve bi-haberken kış lastiklerinden
her ne kadar müsait iken, yine de
korkarken soldan gidişlerden
beynin bir kenarına fişlenirken muhakkak hainlik
bundandır işte içimizdeki o koca sol boşluk
öyle kolay değil bizim gecekonduların bahçesine
beleş kömür kamyonunu dayamak
yine de bir kaç sefil kahraman kirletir ellerini
- kömürün tozundan değil
belki bu nedenle olasıdır reddedilmeye meyili
mahallelinin asfalt talebi
ki biz sadece, ıssız yıkıklığıyla
bir kaç tinerci arkadaşın yoksulluğunda
sigara dumanından kalp yapabilme yarışında
anca lise yıllarında farkına varabilme imkanı bulabildiğimiz
ilk ve orta sınıflarda
çok cüretkar bir davranış gibiymişcesine ezberlediğimiz
(aslında o orta sınıfta hiç yer almamışızdır)
dünyanın en üstün ırkı biz olduğumuz tarih kitaplarının
paslı bir zeytinyağı tenekesinde
yanmaktan başka görevi olmadığını anlayabildiğimiz
vakitlerde ısıtırız kendimizi
bizim sokak siyasetinin en onurlu kişilikleridir tinerciler
ve en namuslu kadınlar genelev yosmalarıdır
kendilerini para için satarlar, paraya değil
şiir diye seni yazıyorum halen
son sevişmemizde titreyen
tüylerinin kıvrımlarında
kısık bir gece lambası boyuyor
o salaş otel odasının duvarlarını
yaşlı bir slogan oluyorum
tedbirsiz bir el sıkışması yada karanlıkla
sen yine de uğra arada
ondokuz yaşının gözleriyle
kirli gelinliğinin öfkesiyle sarıl cesedime
belki bir türkü bırakırım sana
sana, idamiyetimin sırlarını
yaya geçitlerine sığmaz bir yalnızlığı
sana, bir dervişin yıkılmazlığını
sana, ütopyamın kodlanmış haritasını...
Irmak - Ocak / 2013