16
Yorum
28
Beğeni
5,0
Puan
2422
Okunma

eskiden
bir kelebek hapşırınca açılan geçitten
şiirde ben. hatta şiirle ben
Endülüs’e geçerdik
vaiz vebalden söz açınca kapıyı açar
çıplak kahini yatakta sorguya çekerdik
şimdi sen ey. yalnız yatakların aç salyası
sese sinen durgun kokudan kurtul
sözün gürzünü göğsüne yasla
ve köşedeki karaltıya karışıp
taşa gömülmüş yüzümü bana bağışla
çünkü ferah suların tokadından
kan toplayan yüzümde
sarrafların o oturmuş intibası
ve sıkılı ellerimde
çığlık olmaktan çıkmış bir uğultu var
benim için günler artık
demetleri bileysiz bıçaklarla kesilen nergislerin
koklanınca gebe kalınan çağı çok özlediği
ve susuşun çarmıhından beni
ölü diye indirdikleri günlerdir
söz. şimdilik sözün dışındadır
günleri. günlere emanet ettiğim
gümüş yüzüğün eli. ele geçersen eğer
bir hiç olup ilkin. tutkunu öldür
bu. taşa hatıra bıraktığın masumiyetin
sana son sözüdür. yani
Yüce yerine varan masal bitmiş
Kalbimizin de kalbindeki eksik çini
Fidyesi ödenip getirilmiştir
Linç pazarlarından
kolları tutuşmuş nehirde su
suya kavuşmaya niyetliyse de
zaman. kimse sormadığı zaman
duvarlarda pinekleyen yazılar
ve bezekleri çamurlara bulayan mumlar arasında
sürüp giden. bir sürüncemedir artık
19122Bin12İst.
5.0
100% (29)