3
Yorum
26
Beğeni
5,0
Puan
1157
Okunma
Bir buğuya sıvanıp, daraltılmış
uyruksuz sahilikler hakkında, güncedir
:
Uçucu gazlar koklayıp yükselince,
kedinini rehin alan, ruhu yarım kalmışlar,
yani hepimiz, gölgesi olan gerçeğin
kabarmış kucağında uyanıyoruz.
Dilimizde, acıya çapkın pürüzsüz bir trajedi,
yüzümüzde su dalgası gibi seyri keyifli
fakat kuduz intibalarla başlıyoruz güne.
Ağlar, atılıyor üstümüze. Veri verip alıyoruz.
Algımız savaşıyor, erkek birler ve etkili sıfırlarla.
Öğlene doğru, doğru, titizlikle kayda geçmiş oluyor.
Günboyu, kendine katlanmış olanlar,
akşama doğru katlar açıldıkça sağdan,
usulca sola savruluyor.
Seçilmiş iltihaplı sözcüklerle dolu ağrı
ve ağrımıza giden hayat hakkında konuşmak,
üstümüzü silkeyip sintine boşaltmak için, akşam
melankoli şantiyesi kuruluyor,
ve izinlerden kurtulan kurgu, gettosundan çıkıp,
izlerin peşinden koşmaya başlıyor.
İkrar ve sakatlanan özel hayatlar
cümlesinin insanı, bir başlangıç vardıysa eğer
orada, Allahla şeytanın arasına veya ekleyip
dünyaya, yeminsiz gelmek istiyor
gıcır gıcır gecede.
Bu artık ebruli bir şizofrenidir, bittikçe biter,
başlayan sabaha karşılarda.
3092bin23İst.
5.0
100% (9)