7
Yorum
1
Beğeni
0,0
Puan
1186
Okunma
Bir aşk hikayesidir anlatacağım
Öyle ki tüm içli sevda türkülerine uyar
Tüm çılgınlıklara yakışır bir hikaye
Zaman önemsiz iken bir zamanlar
Başıboş bir pervane doğmuş ezelde
Sonra yol alışlarda büyümüş her canllı gibi
Birgün geçerken bir dere kenarından
Bir yolcunun ellerinde görmüş nedenini
Sıcağından yanına yaklaşılmaazmış
Lakin o olmadan da olmazmış ki
Beklemiş yolcunun uyumasını
Sonra yaklaşmış ateşe
Kırmızılar içinde bir sarı bakış
Gülümsemiş pervaneye
Pervane kendinden geçmiş
Bir tek buse dilemiş
Ateş mahzun eğmiş boynunu
O zaman kadar çok aşık olmuş ama
Kim gelirse yannına yok etmiş onu
Pervane ısrar etmiş
Yanmaktan değilmiş çünkü korkusu
Konuşurlarken geçen zaman
Azaltmış ateşin alevlerini
pervane korkuyla uzaatmış ona ellerini
O an alev almış uzun kanatları
Ateş hüzünle özür dilemiş
Kim gelirse yok oluştur sonu içimde
Ağlamış
Gözyaşları pervanenin kanatlarına değince
Sönmüş bizim aşığın yangını
Anlamışki ateşin derdi sevmek değil sevilememek
Ateşe eğilmiş korkmadan
Öyleyse sen gel benim içime
Ateş şaşkınca durmuş önce
Sonra sevinçle pervanenin içine akmış
Pervane açmış artık küçücük kalmış kanatlarını
Uçmuç geceye
O günden sonra nerede bir ışık görse
Alev almış içindedki daimi buse
Onu uzun kanatları olmadan tanıyamayanlarsa
Ona ateş böceği deyip aşktan biheber yaşamışlar...