3
Yorum
4
Beğeni
5,0
Puan
1602
Okunma

’Yakanızdaki gül solmuş’ efendim
Islak ve çiçekli bir gömlek üzerinizde
O kadar da heyecan yapmayım dedim, ama nafile
Nasıl da terlemişsiniz
Nasıl da ıslaksınız
İsterim elbette sarılmak şimdi size
Islak ıslak sarıp, kokunuzu çekmek burnuma sonbahar gülleri misali
Gün bitiyor karşı yakada
Karanlıklar hep peşimde sivil gardiyan
Ne zaman bir polis arabası geçse, gözlerimi çeviririm bir başka yöne
Ay’ın nazlı dolanması da aynı işte
Bir vakit teveccüh edesim var şu resme
Efendim
Hanımefendi
Siz terledikçe daha mı güzel kokuyorsunuz?
Uzun olmuyor
Uzasa diyorum
Uzamıyor hiçbir yaz
Tamir etmeyi severim, şuracığınız da bir aşk yarası var
Sürsem dudaklarımı
Bilmem ne kadar sürer gözlerimin bir daha gözlerinize doğuşu
Kafi gelir mi aşk?
Yakanızdaki gül solmuş efendim
Gittikçe gömülüyorum yumuşacık teninize
Hangi makas kesebilir şimdi beni sizden?
Siz, siz de memnunsunuz sanırım bu halden
Fakat yürümeliyiz birazdan
Gecikebiliriz o son otobüse
Dolu dolu ağlamaktır her imtiyazlı aşk
Efendim
Hanımefendi
Çok uzaktan gelmişsiniz, yorgunsunuz, belli
Sırılsıklam kaç sarılmalık vaktimiz var şimdi?
Saçlarınız da ipek sarması
Ben de pek iyi sayılmazdım, sizinle mutluyum ancak
Şimdi kaç öpücük ile kapanır yaranız
Yolcular ilgisiz, boş veriniz karanlıkları
Başka bir korku olmamalı aramızda
Saçlarınızı bölüp bölüp ellerimle, öpsem her telini
Mutlu olur musunuz gözlerimdeki yağmurla?
Ah Efendim
Hanımefendi
Ne çok yaranız varmış sizinde
Vaktimiz kısa
Yine de deneyelim biz
Olur değil mi?
*’( www.youtube.com/watch?v=pLV7NPGweus )
5.0
100% (4)