4
Yorum
2
Beğeni
5,0
Puan
1203
Okunma

ne çok natural sansasyonelliği mahvetmişiz beraber iken
hayal’etini çiğnerken norpolis
kodumun son modeliyle hava atardı ben yaşlarda bir zengin piji
kısaca bijî
’tû çi’ derdi biri
anlamazdım
sana da sormazdım
mahvederdi izlettiğin filmler
şer’i isyandı, takıntılı dahi değildim o çok sevdiğim amerikancaya
deşerdi hâlâ içimi Galiçya
sarsılan tabyaların toplarını taşırdım sırtımda
sırtım ağrırdı
sen sırtımı sarardın
sen olurdun insanlığın sıtkı
kimi zaman da otobüs şoförleri fışkırtırdı tekerlerinden çamurlu suları üzerime
memnun değildi çoğunun karısı
hep beraber memnun değildi
kapanınca gözlerimiz, erirdi morartıların
kimse bilmezdi dudaklarımın kasıklarına pa’ğlayışını
gözlerinin kaydığını hıfzetmiştim en son
çöp tenekesi
kağıt mendilin
dokundukça kendine çeken tenin
bilmem neyin nesiydi avuçlarında kalan sıcaklık
bir arzu, bir ihtiras
kimi zaman kamil bir yas
kaç kez ölmüştüm, gözlerim bağırıyordu seni
fayanslara tükürüyordum
bilhassa uygun adım hicran senkronize
önemliydi elbette orgazmda olduğu gibi
ama kedi bulmak da daha da zorlanıyordum sen olmadığından beri
patilerini koklayıp buluyordum yolumu
sınır dışı edilmemiş uyuşturucularımı arıyordu gözlerim
o sıcaklık
o rengibahar bir gülistan alem
hangi kedinin midesinden tutsam
avuçlarının alevini anımsayıp, ellerimin guruldamasından korkuyordum
içine ağlıyordun içinin içli içli
ana dolu dilinin iç ine ağlıyordun
içimde sen kuzeydin çok uzak da
fiyortlarından taşıyordu saçların
güneyde doğunun sefiliydim kendimce
çekilmemiş halbuki ne kadar çok fotoğrafımız vardı
fabrika bacılarından insan tüten
çıkış kapılarından milyarca hikaye
filtresiz, grevsiz, sevişmesiz geçen bacalar ardınca
güneye bakıp en çok da
siliverip, atıverirken bir kağıt mendilini daha cigara paketleri ve kadın pedleri üzerine
sobanın kovasına ne çok umut sığıyordu, hepsi de bakire
gülünce mi çok kısılıyordu gözlerin
gözlerin kahverengi daha mı ölümlüydü benim de adıma
hızlı geçen her saat, aslında geçmesini istediğimiz saat değil miydi
birkaç gün öncesi dün, sonrası yarın; nazlı bir bebek gibi dilinin altında
damağını yalayan
dişini ısıran
ben değil miydim hayaletini çiğnerken expolize sınır mağdurları
biliyorum ne ben ne de sen ne ben ne de sen yok iken memnun olabiliriz
bir eşcinsel dahi kendiyle mutlu, giren çıkan hesabı yapmıyor el başına
ama sen küresel bir namzedin ışığı ol ve gel
yakıyorsan kağıdını
sar, ben de yakayım
kefen kağıdımı b’il avucunda
gel hükümsüz sayılacak ıslak saçlarınla
gömleğini, eteğini topla da gel
çayla da
karpuzla da
mangalla da
ve dahi piknik tüpü
ve pijamayla
her yerime
5.0
100% (5)