21
Yorum
17
Beğeni
5,0
Puan
2242
Okunma

intihar mevsimine gebeydi düşler
gözlerimizde şiddetli geçimsizlik
ömür çizgisinde silinmişlik
geçip gittin yokluğuna kavrulurken sular
gittin aklımdan paçaların ıslak
ses/sizliğin dikenleri batarken rüyalarıma
otobüs pencerelerine asıldı yüzüm
kim dokunur gözlerinin yeşil panjurlarına
bil/sen
kaç devran gözü döndü bakışlarımın
nasılda sen oldum dibine kadar
bu kadar çıtkırıldım mıydı duygularım
yoksa sen mi bastın damarına
tanıyamazdın saçlarımdan akmadan beni
yüzümde yağmur çisentisi
önce yolları sildim gecenin karasında
sonra içimdeki zifiri süpürdüm
nedir bu dilimdeki tutukluk
sesiz harflerimin parmak uçlarında yürürken kalemim
bıraksam yağacak kör kütük üstüne
seslendim dişlerimin arasından
bir-az da-ha kal-san
şimdi gece tekinsiz
gitme/sen güneş doğsa, kış bitse
şehrin sükunetine yıldızlar düşse
bir sevgili gömülse
geçmiş son deminde yığılsa anıların üstüne
iki beden bir yalnızlık kollarım da
götüreceklerse adresini başka şehirlere
yemin ediyorum batıracağım içimden geçen tüm gemileri
yıllar geçtikçe azarmış acılar
yalancı bir günbatımı sırrını silerken dudaklarının
martı hıçkırığındaki şarkıyı geçirip üzerine
gidecek misin yine de
bugün de dün olacak nasıl olsa
hep dün de mi kalacağım
geçmişse senin adın bırak sende kalayım
susmak için geçtim şehrinin kıyısından
dilimin altından fırlayan çığlığın
istesem de geçemedim önüne
örtemedi dudaklarımı kırılan ellerim
bileklerimde cinnet mevsimi çizikler
bedduaya diz kırmış zihni bulanık kelimeler
şiir bastı geceyi
dudaklarıma iliklenen baş harflerin
sökülür yüreğimin ilmikleri
dudağımın ucunda kıvrılırken yalnızlık
gitmeye yeminli mi baharın sancısı
kaybetmiş ücrasını halsiz söz tomurcukları
askıntı aklıma filizlenen harfler
yeminleşirken düşmeye iki damla söz çukura
misafiriydin yüreğimin
efkara yenikti masallar
gün lekesi sürerken ellerin tenime
demedim deme
paranoyaklaştım yine bu gece
kirli sakallı ölüm öptüm dudaklarından
kıpırtı/sızdı tebessüm
gözlerime perdelenirken bakışların
gidişini gömdüm kahvenin telvesine
bir yol çizdim ikimiz için fincanın yüzüne
sahip çık istedim ruhumun eylemsiz günlerine
en derine açtığın yara kapandıkça
kaldırıyorum kabuğunu her seferinde
anladım ki seninle seviyorum kanamayı
ağlamak istiyorum düşüremiyorum gözlerimi
bu kadar kör sağır mıydı kıyamadığım yüreğin
birkaç cümle süzülürken evin gri duvarlarında
bir çift yeşil sürüyorum dudaklarımın çatlağına
gelincik kırmızısı yankıyı bırakırken gökyüzüne aymazlığım
patlak bir balonun ağırlığında gidişin düştü aklıma
sıklaştı adımların
sen köşeyi dönerken yarımlaştı bakışlarım
inledim mi yoksa çilelerimi çatırdadı
tutuşurken avazımdaki kibrit kokulu benliğim
tekrar sana düşemeyecek kadar yaralıydı
tehirli trenlere bilet kes benim için
yürürken yüreğim ardın sıra
döküldün kül rengi saçlarımın gölgesinden
sahibi olamadığım bir hikayenin kahramanı kalırken adım
şemsiye tut aklıma bak sensiz nasılda ıslandım
5.0
100% (20)