3
Yorum
5
Beğeni
5,0
Puan
1789
Okunma

Ayazda bekletilmiş kederin içindeki
Islak bulutlar
Yüklendi uykulu karıncanın sırtına
Yürüdü, yürüdü
Büküldü beli
Değdi üşümüş burnu ayak ucuna
Gel oturalım merdivene
Bu gece de efkarlanıp
Yarenlik edelim geceye
Birer kağıt açalım avuç içimize
Bir parça tütün
Nar ekşisi ekleyelim
Yaksın dilimizi hasret
Üç vakte gelecek diye
Beklerken sevileni
Sararmış cümlelerin dudağına
Dokunsun diş ısırığı ihanet
Şimdi, bensiz alnına düşen dalgalı saçlarını seviyorum.
Tel tel hasret çekiyorum Marmaraya.
Sadece senin tarafından bulunmak için
Batık bir geminin içine hapsediyorum kendimi.
Mavi, siyah bildiğim, soğuk suların koynuna...
...
Hadi tut ellerimi,
Yüreğine sardığın en hassas yerinden.
Kaldır ağrıyan başımı, göğsüme üşüşen öksürükten…
Tabirsiz bir gece...
Ellerimde tabut kokusu sürtünmeler
Ayağımda kürek kürek çamur yığını
Sırtımda şeddeli gayın
Karnımda binlerce vav tanesi
Soluksuz bir zaman ertesi
İkindi kurşunları vuruyor şakağımdan
Balçık tarlasına saplanıyor adımlarım
Düşüyor sızılarım d-izimi kanatarak
Uzanıyor boylu boyunca
Yıkılmaz sandığım
Dört Elif miktarı gölgem...
...
Sarhoş bir uykunun,
Sızmaya meyilli gözlerinden, nükseden terli kokusuna teslim ediyorum kendimi
...
5.0
100% (4)