4
Yorum
2
Beğeni
5,0
Puan
1433
Okunma

mavi gözleri dağılmış,
yanaklarından akarsu gibi yaşlar akıyordu,
son bir kelime ağzından çıkacaktı,
dudakları kıpırdayamadı.
sanki lal olmuştu,
bütün sözcükleri unutup tüketmişti.
gözlerini kırpıştırdı son vagona öylece bakakaldı.
uzun bir iç çekişle nefes aldı,tıkanacaktı sanki.
dicle gibi kendini bıraktı serin sulara
daldı gitti,
bazalt taşlı sokakların kadim öykülerine.
’her taşında özgürlüğün ifadesi saklı durur
her taşında sonu mutlu biten düşler vardır.
dedi..’
birden kapanan gözleri canlanıverdi
sanki düşbozması bir rüyadan uyanıverdi
sanki ruhu tekrar geri döndü
aşklarını,hayellerini düşündü
kısa süreli olsa bile
kurdu kendine gökyüzünden mavi ve sınırsız bir dünya.
II----
yüreklerde taşınan ak ve pak güvercinlerle
spartaküsün bütün zincirleri kırdığı,
sınırsız mavi bir dünya çekiyor beni.
gözleri yıldızlar gibi şavkıyan çocuklarım,
ellerinde al al uçurtmalar
sonsuz gökyüzüne inerken
figürleri capcanlı
bir vals düşünde sanki.
yani o onulmaz bir raksın heyecanı ve sevinci,
düşer bütün edalara.
tarifi ve tanımı yoktur bu düşlerin
ancak yaşayan yürekler bilir
bir de,
bunun bedelini darağacında
canlarıyla ödeyenler..
darağacı;
masum ve yitik canların son durağı
nefeslerin tutulduğu ve
dudakların kıpırdayamadığı an,
yani sınırın sıfır noktasıdır
çünkü ötesi artık ölümdür...
kanter içinde kalınan bir kabustur
bütün ölümler
ve her ölüm satın alınmış
opsiyonlu bir düştür kendi içinde,
birinden diğerine,
diğerinden öbürüne geçer
yani hayalerimizin son faslıdır
vurgun kolayan azrailin son tahlilinde..
ne olur;
darağaçları yıkılsın artık,
ölümü tüfek dipçiklerinin ensesinde
hisseden nefesler kalmasın,
dudaklar tez canlı olsun,
yüzler tebbesümle ,
aşklarımız gamzelerle,
yarınlarımız hep umutla,
ve gökkuşağının yedi rengi ile dolup taşsın..
kadim bir kentten selamlar ve saygılar..
5.0
100% (4)