1
Yorum
2
Beğeni
5,0
Puan
738
Okunma
Serseri
adam yere çalmış tekmeliyordu:
sordumsa da söylemedi yağmur diliyle
az geçtim gölgesini hemen telaş etti
aklıyla bir elma soydu-- elma yasaktı
Âdem dedik, adımı unuttum dedi
dediğiyle kaldı yol bizden daha çok ilerledi
kırmızı burnunu bir palyaço anlattı
aynada devrilmiş bir kadın vardı
kaldırdım onu: buseledim gömleğine
yakıştı üstüne elin kan kokusu
iğnesiyle batırıp çıkardı terzi
son gecesine sakladığı o derin uykusunu.
adam hızlıca vuruyordu:
sağlı sollu, dur dediysem de durmadı su birikintisiyle
az daha süsledi, vız daha geçirdi balından
dişiyle bir elma tadıyordu-- dil yangındı
Roma dedik, nereden geldiğimi ne bileyim dedi
dediğiyle kaldı kimliği bir cin tarafından daha belirliydi
sarı hüznünü bir duman anlattı
yorgun gemilerden kalkarken rıhtıma
soyulmuş bir kadın vardı: elma sandım onu
yaklaştım iç cebine sonbahar çalmıştı
hemşire geldi yanına batırdı çıkarmadı
ölmek istediğini duyan annesinin sesini.
adama bir adım kala gördüm: dövüyordu
kaderini ayaklar altına almış tanrının gözü önünde
tekmeliyordu ağzından laf alana dek onu
kader, benim suçum yok diyordu-- adam bunu duymazlığa vurdu
Payanda
5.0
100% (2)