12
Yorum
41
Beğeni
0,0
Puan
3590
Okunma

.
bir ıslıkla başladı
dudaklardaki ilk nefes
hayatı teğet geçen rüzgarın tanrısı
konuştu
oturdu dizlerinin üzerine
ten coğrafyasına gömdü kendini
dinledi dinledi
tekrar tekrar söyledi
ölüm olun
ben içeceğim dedi...
bu gün simsiyah bu gece
ışıkla sevişiyor kadınlar gölgelerin karanlık kubbesinde
körüklüyorken ateş azabını titreyen kanlı eller
sandım ki uğultular beni geçti
ve sanki
baktığımda aynaya o an
seni daha bir hoyrat seviyordum
taşıyordu hayallerime Akdeniz’e
sansürsüz ve kuşkusuz
herhangi bir görüş olmalı
sanki davetkar yatağı tabut
bu defa da defalarca
hiçliğin ortasında uyanmak /gibi
şaşırtıcı tutarsızlıkta
hiçte yabancı değilken
o büyük tutkuyla
cinnet miydi çıplaklığımız
akıp giderken zamana
yalnızlığın kasıklarında
-fısılda kulağıma
son kez fısılda
ama bilmezsin Beyza
bir oyun trajedisidir -insanın*
sahne yanar
vücuduna sarılmak istediğinde dolunay
en çok da soylu bir kıyamet kopar içinde
tut elimden ve bırakma
bütün intiharlar kendime
orta yerinde kalabalığın /düşünmeden
günden güne
kaygan bir zeminde yürümekti
hikayesi yakın olmayan bedeninden
yaklaşmaktadır ölüm
yapayalnızız
herkese söyle
aklımdayım.