10
Yorum
16
Beğeni
0,0
Puan
2701
Okunma

Şafak sökmüş gün doğarken, karanlığı yırtarak
Yüreğime kor bıraktın, şimdi gönlüm tarûmar...
Gittin ardına bakmadan, dünyamı karartarak
Parçalandı, sol yanıma sevgi taşıyan damar...
Öfke dolu gözlerinden, kızgın lavlar saçarak
Kırdın gönül tellerimi, onmaz yara açarak
Ecel oldun düşlerime, umudumu biçerek
Dünya denen şu koca han, bana sanki bir mezar...
O sımsıcak yürek sensiz, keder derip donuyor
Apaydınlık şu gönlümde, son ışık da sönüyor
Bir sevdayı hebâ etmen; bu bana dokunuyor
Daha goncayken güllerim, dallarıma yağdı kar...
Şimdi çile kazanında, hergün kâhır pişiyor
Yağmur yüklü gözlerimden, nice seller taşıyor
Sanma hâlâ ayaklarım sana doğru koşuyor
Çalmam bir daha kapını, ölsem de garip, nâçar
Aşka mekân şu kalbimde, fırtınalar esiyor
Teselliyi çok denedim, gönül kırgın, küsüyor
Her tuttuğum dal kırıldı, umudum buz kesiyor
Sen gülerken Ey vefasız! bana kalan âh-u zâr...
Mecit AKTÜRK
Bu şiire ses ve yorumuyla renk katan değerli dost Sevinç İnal Hanıma sonsuz teşekkürlerimle...
Berlin 06.08.2012