7
Yorum
5
Beğeni
5,0
Puan
1322
Okunma

Sığındığın tapınağındır hatıraların
Eski bir aşkın fragmanı geçerken düşüncelerden
Siyah beyaz eski resimler canlanır ellerinde
Sessizliğin çığlıkları tırnaklarken duvarları
Odalar susardı akşam olduğunda
Aklına gelir lahitlere kazılı yazılar
Mektuplar roman kesilir zarflarına sığmayan
Adresini yitirir ayak uçların, şaşırırsın
Zaman salıncağını kurup sallanırken
Akrep yayını gerip bırakmıştır okunu
Sokaklarda ıslak kalırsın köpek yavrularıyla
Dudağın diş ısırığı kanarken, demlenir dilindeki hazin şarkılar
Üşürsün, temmuzun hüzzam kalan yanında
Dökülürken terin, düşersin dizlerinle tuzlu toprağa
Dudaklarındaki yarık uçurum açar sözlerine susarsın,
Ay şavkıyla vururken şakağından geceyi
Ayrılıklar,uzak şehirlerde ateş böcekleriyle yakıldılar
Kara hüzünler çökerken döküldü gözlerden
Sel yandı nehir tutuştu kan göllerinde
Yıldızlar ruhlarındaki kelebeklerle yandılar
Oysa saliseliğine aydınlatacaklardı kentleri
Düşerken mavisinden denizlere
Limanlar alev alevdi martı kanadı yakan
Bir aşk boğulurken kendi dehlizinde
Toprak kanadı,deniz susadı,ateş ıslandı…içmek için aşkı….
5.0
100% (5)