0
Yorum
4
Beğeni
2,0
Puan
989
Okunma
demişti ulu bilge
’erdemlilerin kurnaz parmakları olur
ancak o parmaklar asla yumruklaşmayı bilmez’
yıllar sonrasında ben de erdemli olmak için
büyüdüm
artık zevklerin bir çoğu kesintili
ve çocuklar, büyüklerden daha yalnızdı
bu kadar çok kiralığın olduğu dünyada
gözlerimi uzun hikayelere kapadım
ayrıca masallarda kötüydü
gerçekler de belki, ama masallar kadar değil
öldürülmüş iranlı bir aktivist olmayı yeğledi
kırmızı parmaklarım
kulağımı kapatınca
sesini duymak istedim
nafile, öğle sonrası bu şehirde sokak sesleri
çocuklar, kuşlar ve çocukların anneleriydi
dayanamadım
dudağının ıslattığı bir tütün çekti canım
kokunu sakladığım mendili iki kez koklayıp
dudağını ıslatmışçasına dudağın
kanepeye oturdum
bir elim titrerken
bir elim de tütün çekti new mexıco’dan
sardığın cigarayı görünce
senin gözlerinle gülümsedim lenssiz ve de yaşsız hayata
hayat, birkaç durak, limon kolonyası ve ölüm
neden bu kadar çok özlem adının hikayelere
aşktan sonra verildiğini anladım
çakmağımı
gülerek içebileceğimiz bir tütün sarmasının
duvarları berlin dağlar, kavuşmalar karaborsa
birkaç nefes sonra yine sensizliğe yanacağım lahza
için çaktım