33
Yorum
20
Beğeni
5,0
Puan
4552
Okunma

Telefonum çaldı bu sefer acılıydı çalışı
Ötedeki ses acil kan lâzım diyordu
Hiç düşünmeden gurubunu sordum A Rh+ denildi
Oysa benim kanım uymuyordu
Sonra aklıma takıldı nedir diye hastalığı
Dünyada 213 kişide olan bir hastalıkmış
Sarmış gencecik bir yüreği hiç aldırmadan
Çıktım derin düşüncelerle bildik tandık kim varsa
Sordum kan gurubunu uyumlu olanı alıp gittim
Akdeniz üniversitesine
Yeterli kanın bulunduğunu söylediler
Kimdi bu neydi neciydi bay mıydı bayan mıydı ama sonuçta insandı...
Merak edip görmek diledim
Sonra o insan o can için neler yapabilrim diye beynimi yordum
Bilirim hastahane koğuşlarının ne denli soğuk ve acılı olduğunu
Odanın kapısını çalıp içeri girdiğimde
Yatağında doğrulmaya çaba gösteren bir güzel gördüm
Nurluydu yüzü bakışlarında bir merhamet beklentisi vardı
Bir umut mu geldi diye haykırıyordu gözleri
İçİme hançerler saplandı yüreğim ayaklarımın altında eziliyordu
Çaresiz ve hiçbir şey yapamamanın sancısı beynime kurşun sıkıyordu
O kadar güzel bakan bir çift göz aniden bir kaç damla döktü
Oysa yüzünde tebessüm varken dökülen bu yaşlar
Benliğime ağır bir maden ocağı gibi yıkıldı
Sessizliğe boğuldum yutkundum olmadı sağa baktım olmadı sola baktım olmadı
Çaresizce içerime döktüm yaşlarımı
Bir muamma olan bu hayatın acıları bu kadar deşifre etmesi
Yakmıştı sol yanımı dilim lâl gözlerim sönük mum alevi oldu
Çaresizlik o anda sarmıştı benliğimi
Yarım yamalak bir sesle nasılsınız kelimesi döküldü dilimden
Ben yaşamıyordum o an sanki başka bir boyuta taşındım
O yaşamın doruklarında olmayı hayal eden
O yaşamın ona bir şans daha getirmesini diliyor gibiydi
Soramadım hastalığını sizi iyi gördüm Allah’ın izniyle daha iyi olacaksınız dedim
Bir gülümseme düştü yine nur yüzüne inşallah umudumu hiç yitirmedim dediği vakit
Orda bende yeniden ipler koptu Yarab bu nasıl bir tevekkül
Bu acının sancının içinde ne de güzel kelimeler dökülür dudaklarından
Ziyaretin makbul olanı kısa olanıdır diyerek hüznümü ordan toplayarak çıktım
Yutkundum yutkunduğum tükürüğüm değildi taşlar boğazımı yırtarak aşağı indi
Dışarı çıktım odadan
bir şeyler olmalı bir çare bulunmalı dedim
Oysa sadece tek çare vardı ALLAH başka çare yoktu bu koğuşun tek sakinine
İçerimde alevler yanarken beynim onun o durumunu her dakika bana hatırlatırken
Bir kez daha gitmek istedim soğuk olan koğuşa bir nur yüzlüyü konuk eden koğuşa
Beni gördüğünde gözlerinin içi daha bir başka güldü doğruldu yeniden
Yeter dercesine bir haykırştı sanki
Çektim sandalyeyi ve oturdum yanına
Çok iyi gördüm seni bu gün çok güzel olmuşsun
Maşallah yüzüne nur yağmış
Ne olur ALLAH’a sığınmaktan vaz geçme olur mu dedim
O hiç vaz geçmedim ki hiç umudumu kesmedim ki dedi
Bu sözleri gülen yüzümün gerisindeki benliğimi kocaman bir mezara çevirdi
Ben hep buralara senin için gelip gitmeye çalışıcağım
Burdan çıktığında söz senin için ben güzel bir çay yapıp birlikte içeceğiz dedim
O ben burdan çıktığımda ilk ziyaret edeceğim kişi sen olacaksın deyince
O an bir sihirli değneğimin olmasını diledim odanın dışına çıkıp
Gözlerimi silmek istedim olmadı başaramdım yalancı bir gülüşle İnşallah bacım dedim
Bir müddet böyle konuşmalarımız oldu derinlere inmeden
Sonra gitme vaktim olduğunu anladım müsaade diledim
Ayağı kalkıp gözlerinin içine baktığımda mutluluğun yıldızlarını gördüm
Derinden derine bir mavzer gibi ben burdayım hiç isyan etmiyorum dercesine
Başım omuzlarımın arasında kayboldu çıktım odadan
Nerden bileceksin ki bu onunla bir kaç günlük son konuşman olacağını
Nerden bileceksin bilinmeyen bir derdin onu şuursuzca alıp çalacağını
Eve geldiğimde saat gece yarısıydı hüzün keder yüklü
Ama katarları olmayan bir vagon gibiydim
Gecenin saat ikisine vurduğunda...
OFFF DERDO...
Acılı telin sesi içerimden bir şeylerin kopmasına neden oldu
Konuşan ses beynin üç noktasında kanama olduğunu
Beyin kanamasından dolayı küçük beynin öldüğünü
Lâkin vucudun diğer fonksiyonlarının normal olduğunu söylüyordu
Terler içinde olan benliğim kaskatı kesildi buzlar içinde kalmış gibiydim
Nur yüzlü daha seninle üç dört saat önce konuşmuştum
Daha seninle sözlerimizi yerine getiremedik ki daha sen beni ziyaret etmedin ki
Daha ben sana kandan kırmızı tavşan kanı çay yapmadım ki
Neden bu acelen ne acelen var ki burdan göçe hazırlanıyorsun
Sabah ezanı okunduğunda halen yüreğim beynim o insana dua ediyordu
Kurtulması başarması için avazımın çıktığı kadar haykırmak geliyor içimden
Yapamıyordum sukunluğumu bozan tek şey duam oluyordu
Sabahın ilk ışıklarında hastahaneye koşmaya başladım
Yoğun bakım ünitesi kapalı zindan ne giren var ne çıkan
Tek kural orda gecerli mahkumda gardiyanda orda yatan
Çaresizlik içinde geri geldim dokuzuncu kattan
Bir müddet sonra hastanenin bahçesi tanıdık simalarla dolmaya başladı
Onu sevenler bilenler o koca yürek için dökülmüştü oraya
Baktığım her gözden yaşlar iniyordu aşağıya
Ben kaskatıydım acıların en büyüklerini zaten yaşamıştım
Akması gereken pınarlar çoktan kurumuştu bende sessiz ama umut içinde bir bekleyiş
Bir ara gencecik bir fidan boyluya takıldı gözlerim
O kadar masum o kadar güzeldi ki gözlerinin yeşil olduğunu
Göz yaşları dindiği vakit anladım kim bu? kızı
Al işte adam olan adamı insan olan yüreği yıkmaya yetecek bir kelime
Kızı...
Ne acı yüklü bir sahne bu böyle bu hastahane değil
Bir sinemanın film çekilen seti mi yoksa bunların tümü birer oyun mu?
Kalk Şermin bacı ne olur kalk bırakma bu yeşil gözlü güzelliği
Bırakma dönmesin bu hastahane bahçesi bir film setine
Kalk ALLAH aşkına daha gitme vaktin dolmamış kalk
Rab’bim canı veren sen alacak olan sensin
bağışla bu kulunun nefesini
Gecem sabaha karşı üçe vurdu bir acılı tel daha yoğun bakımdan
İçerim de sanki tüm organlarım halatla bağlanmış gibiydi
Tel çalınca halatlar koptu
Teldeki ses tomogrofi çekilmeli diyordu
Telaş içinde ama orda onu bekleyenleri telaşa vermeden uyandırmaya başladım
Hadi dedim bir umut bir ışık yeniden diriliş için
Yoğun bakım ünitesi açıldığında nur yüzlü Şermin vardı karşımda
Halen öyleydi hatta daha beyaz olmuştu duymasını isterdim sesimi
Sonra uzunca bir sedyeli yürüyüşümüz başladı
Etrafındaki cihazlar saçının yarısının olmayışına aldırmadan
Kalkması yeniden hayata gelmesi için dua etmeye başladım
Öte yandan kardeşlerinin döktüğü yaşlar koridoru ıslatmaya başladı
Sorsalar sadece bir dileğin var yer yüzünde sadece bir şansın var deseler
Tek dileğim olurdu Şermin bacı hayata dönsün ayağı kalksın diye
Olmuyor işte dostlar hayat bizim dileklerimizi kabul etmiyor
Daha yazmam gereken çok şey var ama onlarda içimde dert olarak kalsın ...
_____________________Bir nefes ki kocaman kemik yığınını ve kocaman et ve su kötlesini ayakta tutan ve onun her türlü düşünce hareket davranışını sağlayan ve bir nefes ki Şermin bacı gibi bir nur yüzlüyü yatağa bağlayan dilerim kalkar ve çayımı içmeye gelirsin Şermin bacım ..
5.0
100% (33)