10
Yorum
13
Beğeni
5,0
Puan
1682
Okunma

DEĞİL BİR ŞAİR, KARINCA BİLE DOĞDUĞU VATANINA GÖMÜLMELİ...MEZAR TAŞIDA MEMLEKETİNDEKİ GİBİ İSMİ YAZILMALI...
Maktul aşklardan geriye kalan kırık kalemler saplanır sırtıma
Tutanaklar tutanaksız siyah yazılarla yazılırdı alnıma
Al lekeler dökülürdü beyaza, kara tüller örtülürdü pencerelere
Rüzgâr ıslığında ölüm kusardı sehpalara, baharlardaki dallara...
Yağlı ilmeklerle yırtık bir kâğıttaki şiir sallanırdı
Umut kimi zaman salıncakta kimi zaman beşikte büyürdü takvimsiz
Kaynatılırdı kozasından çıkamamış kelebek kazanındaki çığlığında
Çekilirdi kazanlardan incesinden beyaz ruhlar gömleklik gelinlik...
Kozasını delmeyi başaran kurşun yaralı kır uzağı kelebek
Bebek uykusu gülümseme ilk kanat çırpış maviye
Ben ölmedim vuruldum kaynatıldım ayakta durdum çekilmedim
Çekilen bir damarlarım birde gelgitindeki deniz oldu...
Unutmadım üç tarafındaki denizdeki balığı yosunla beslemeyi
Piraye kadar sevdim Tahirli Zühre’mi en çokta memleketimi...
İki metrelik avucum yürek kollarımla düşlerimin arasına aldım ruhumla
Ufuktaki güneş gömüldü ben gömülmedim Araflarda aradım vatanımı...
Bıraksalar temiz eller sallayacaktı onlardan önce ben vururdum sehpama
Ağır gelir naşım dokunmayın ufalanmış kemiklerimi sızlatmayın da
Biraz Piraye kokusu, bir avuçta memleket toprağı getirin üzerime
Tahir ve Zühre aşkına beni bu Araflarda memleket hasretinde bırakmayın.
...
5.0
100% (11)