uyumsuz ama tutkuluydu düş
titretti tüm imgeleri
aşk son sözüm oldu...



ılık merhabam heveslenirken gözlerine
gurbet ellerine öyle yakın
ellerin köye, taşraya düğünler, dernekler taşımayacaksa sevme sakın
sevme beni, kalbimdeki çocukla yasadışı düşler kurmayacaksan
kurşunu eriten gazeller yazmayacaksan, tankları susturmayacaksan
zindan kıyısı gecelerin, içi aşk dolu yıldızını türkülerle uyutmayacaksan
ruhumu beton binalardan sıyırıp güneşe batırmayacaksan, sevme


dağlar ve kırlangıçlar bağışlamaz bizi
sokaklara saçılmış, duyarsız dudakların arsızlığıyla öpüşürsek
yeminliymiş rüzgâr, paranın ve parfümün yalanladığı aşıklara değmeyeceğine

binlerce şairin kefenlediği uykuyu, omuzlarında taşımayacaksan
haykırmayacaksan aklından çıkmadığımı, sevme
sevme beni, göğsümdeki heyecana karışmayacaksan
zıkkım yaşamın teneffüsü olduğumuzu anlamayacaksan
göğün karardığı yerde, şafağın biz çağını görmeyeceksen
hiç bir kutsal kitapta olmayan duaları etmeyeceksen, sevme


çağırmayacaksan teninin esmer krallığına, sevme
sevme beni, toprağının son tohumuna adımı vermeyeceksen
bileğin büyük, kavgacı ve hırçın
ellerindeki afişleri tenime yaymayacaksan
bakir gecemin günahkâr sigarası olmayacaksan sevme



çatlayan günlerimin zamanı durduran yüzü
seni beklerken öldüm ben
ısrar edip öpmezsen
tekrar doğamam

sev...