1
Yorum
4
Beğeni
5,0
Puan
1511
Okunma
Balıkçı Kız Ölmesin
ölümün uykusu ağırdır
onu tanrıdan başkası uyandıramaz, diyorum
sessizce içine sinerken
göğsüne çalılar ve şarkılar esiyor
hücüm hâlinde hüzün vagonları bir şehrin kalbine doğru
yağmur, lastik gibi uzuyor gökyüzünde
ve patlıyor bir bulutun suratına aniden
rastgele! heyhat,
içimdeki karanlık sarmaşığa balıkçı bir kız tırmanıyor.
Vole’nin çırılçıplak teninde bir ay dövmesi var
elleri, dünün artığıyla tutulan kemik
arşivler arasından çıkartılıyor yüzü
seneler yetse çocukluğu bitmeyecek
ay çekirdeği çitlemek muzun üstüne
onu çikolata dudaklarıyla güldürüyor.
kristal bir bardağa doldurmuş gözyaşlarını
titriyor sonbahar kokusunu yaya yaya
cinayet desen cinayet değil
aşk, hâlâ bir soru ve cevabı bilinmiyor
tırnaklarımın arasından iksirler geçiyor
hayatı unutturan ince büyüler
cadımsın vesselam! sabah,
içimdeki boşluğa balıkçı bir kız uzanıyor.
sesini ördüm saçlarını değil
tokası yoktu ne hoş toka olur ki ellerim
tuttuğunu bırakmıyor aynı bir azrail
kanarken bakışları alnında kaderi örtülüyor
üşüdün biliyorum gözlerim gözükmüyor
yeşil parkamla aynı otobanda
aynı rüyadan uyanıyorum seninle
derya kuzusu ölümler bunlar, şakası
bir ayrılığın trajedisi
adın bir tabut her mevsimde
ama biliyorsun asla gömülmüyor
lacivert gömleğine tozdur siyahım
ağzını kapat burnuma değ
allahına kadar var bu gece isyanım
kahverengi bir çiçeğin günlüğünde
elleri kopmuş gövdesinde
bir savaş sillesinde
dokunuyorum ruhuna ruh ilgi alanım
kor alev! kalbim,
içimdeki yangına balıkçı bir kız su taşıyor.
balıkçı kız ölmesin aman
içim ardına bir hiç oluyor!
Payanda.
5.0
100% (5)