3
Yorum
6
Beğeni
5,0
Puan
976
Okunma
Öncesi ve Sonrası
nasıl sehpayı çekmiş kenara,
ya dağın ortasındaki patikanın hacmi
denizin sert gülüşü gibi babasının
nasıl vurmuş kıyılara görkemli saçları
ben bir melek tuttum oltam dehlizdi
annem yeni ekmekler gibi kokardı çocukluğuma
hep özlediğimdi
hep özlediklerimdi istediklerimdi
dimdikti duruyordu o köşedeki evin önünde duran ağaç
pembe sakıncalı çiçekler almıştım sana
kuş uykuları gününde
ezbere bir replikti dudakların söylenmiştim öpüşünce
bir yağmur şırıngası batıp çıkıyordu gezegene
sokaklar daha yeni ilaçlanmış senin her adımının birinde
nasıl toplamış derlemiş geceyi
ya karnının üstündeki o delik nasıl
rüzgârın dimağında gibi karışık
nasıl bulunmuş ölü aşklardan bir yanı
ben gece yatmalarında kaldım
ay misafirimdi, korku misafirimdi
ben misafirdim, tanrı sahibimdi
sonra değiştim sahibimi, bilirdim rahibem
gece gözlüğünü çıkart düş yola öyle gel
ayağın takılsın isimsiz bir yıldıza, git
onu sahiplen, ya da al beni koynuna
koynunda yeni bir cumhuriyet kurulsun
denk düşsün düşerken ağzın ağzıma
gözlerin ki militandır bu dağa
uçarken aklımdan sancıların vurulsun bu ayna
bu yandan bir yana seke seke geçsin kelebekler
senin o sevdiğin renkteler hâlâ
nasıl büsbütün elleri ellerimde
ya bakışındaki o zor izah nasıl
tanrının sonsuzluğu gibi şaşkın
nasıl sorulur benim ol diye karşılık
sen düzeltmişsin göğü, sen anlamışsın, sen çizmişsin gürültüyü, böyle güzel sesler nasıl, sen sevmişsin ay’ı, böyle ay bulunmaz asıl, sen çoğaltmışsın fırtınayı, denizlerden kasım, sen düşünmüşsün bir çiçeği, böyle çiçekler nerede ve hangi yazın, sen güzelmişsin sarıl, böyle sarılmalar ölümlere yazı.
unutma beni,
gecenin hokkasına batırılmış kaderlerin çizgilerine bastığında
divitle yazmış tanrım seni bana
unutma beni,
sen benim aslım!
Payanda
5.0
100% (8)