Okuduğunuz
şiir
10.5.2012 tarihinde günün şiiri olarak seçilmiştir.
Çocuk ve İntikam
gökyüzünü seyrediyorum bulutlar geçiyor kuşlar geçiyor ve savaş uçakları…
bir okul çiziyorum içinde yaramaz çocuklar çiçek bahar çiziyorum böyle daraldıkça ruhum seni düşünüyorum
olmuyor ne yapsam içimde dalgalar çalkalanıyor soğuk bir karanlığa girip çıkıyorum elim yüzüm kan filistin’de bombalanan ırak’ta ırzına geçilip kafasına sıkılan libya’da bir varil petrolden değersiz ve suriye’de evi başına yıkılan bir çocuğun kalbinde yaşayacak intikam
seni düşünüyorum sevgi demiştin yenecektir her kötülüğü
hadi çocuklar tutuşalım elele sevgi dolu kacaman bir dev olalım
hadi çocuklar çocuklar hadi koşun tanklarla saklambaç oynayalım
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
evet uğur büyüdü artık çocuk değil mustafa küçüldü artık çocuk evet bunlar bizim mahallenin çocukları evin önünde biten acı ot ağzınza fazla evet gidi devrimciler sizi
neden olmasın belki bir oyunla başlar devrim kapınızın önünde hem top peşinde koşmaktan çelik çomak oynamaktan usanmış olmalılar bence devrimde stratejik bir oyun sonra onlarla büyüyüp yayılır aralarında neden olmasın
neden olmasın belki bir oyunla başlar devrim kapınızın önünde hem top peşinde koşmaktan çelik çomak oynamaktan usanmış olmalılar bence devrimde stratejik bir oyun sonra onlarla büyüyüp yayılır aralarında neden olmasın
Sayın Cevher arkadaşım adınız gibi cevher dolusunuz şiirinizdeki evrenselliği ,,verdiği mesajı kutluyorum,keşke savaş olmasa açlık olmasa, haksızlıklar olmasa işte dünyanın düzeni kapitalizmin acı gerçeği saygılarımla
Şiir renk gibidir. Şair ise güneş. Neyin üzerine düşse başka bir hâl alır başka bir tanım. Edebiyat defteri yazanların asıldığı değil eğitildiği bir platform. Hem yazarken hem okurken ve dahi eleştirip eleştirilirken de... Öyle görüyorum ben.
En mâsum ve diğer yanda “en büyük suç” – vicdânen-. Şiir başlığı şiirin ne demek istediğini az çok haber veriyor. Bu, kalemin çalışmasında değindiği gibi dünya buhranı da olabilir yahut çok daha farklı hâdiselerin adı da.
Bunun için kutlamak istiyorum özellikle.
Bir çocuk ve intikam ne demek? Neyi kast etmiş olabilir acaba..
Hatalarını asla kabûllenmeyen insanlar olarak baktığımız vakit çok yanlış. Âh efendim siz nasıl olur da dünyanın en mâsum varlıkları ile kan kokan duyguyu yan yana alırsınız, hiç aklım almıyor..
Diğer yandan hep bilinen bir şey “bir çocuk asla çocukluğunu unutmaz.” O dizeyi okuduğum vakit deyim yerindeyse saçlarımın tel tel ayrıldığını hissettim – tüylerim diken misâl-. En çok bunun için bu şiiri okudum, en acı sebebi belki bir insanın öldürülmesinin. Duymuşuzdur muhakkak “babasını öldüren evlat”. Bir çocuk babasını öldürebilir mi? Evet. Baba anneye zûlm etmişse hem de çocuğun gözleri önünde, evet öldürülür.
Ve savaş ortasında büyüyen çocuklar, polislerden, askerlerden her zaman nefret edecektir onlar. Uçak seslerinden de nefret edeceklerdir, silah seslerinden de. Kimisi oturup bahâr bahçe hayâl edip öylesi sakin sükûn bir hayat düşleyeceklerdir bir ömür. Kimisi de daha büyük boy silahlar…
Her neyse, dünya var oldukça daha doğrusu Kâbil soyu vâr oldukça böyle olacaktır. Birileri de bir yanda susarken belki hayâllerini belki gerçeklerini şiirle dile getireceklerdir. Küçüklüğümün savaş zamanlarını düşündüğümde şiirleşecek hiçbir yanları yok. Bir çocuk nefes alıp verirken duyarlar diye korkuyorsa o anı şiirleştirebilir mi.. Olsa bile ben beceremem, tetiği sıkmak benim için daha kolay. Bu da benim çocuklarım için iyi bir şey olmayacaktır, o zaman dizini kırıp oturmayı da bilecektir bâzen insan..
Şiir’e bakınca..
Şiir tanımına harfiyen uyan bir şiir. Oturup bakınız bilmem kaçıncı sayfasına ansiklopedinin. Serbest bir şiir, kuralı yok. Kafiyesi de yok varsa bile muhakkak kazâra. Ya da kalem çalışmasını ses olayları ile renklendirmiştir. Ses vermiştir mısrâlarına. Bâzen mısrâları yarım bırakıyor lâkin öyle bir mısradan sonra bunu yapıyor ki ahenk okurun şuuruyla ses buluyor.
“gökyüzünü seyrediyorum bulutlar geçiyor kuşlar geçiyor ve savaş uçakları…”
Üç noktanın anlamı için de bakılsın tdk sözlüklerinden birinin bilmem kaçıncı sayfasına. Ses olayları ile üçüncü dizeye kadar akıcılığı çok güzel ve ardı da öyle. Edat ve bağlaçların cümleye kattıkları anlamdan ziyâde şiirlerde uyandırdıkları anlamları bilmek önemlidir burada.. Ve çok isterdim yazık ki öğretmen değilim.
Savaş, silahlar ve çocuklar.. Aklımı sağlam tutmaya çalışarak yazıyorum yorumu zorlanabilirim belki de eksik cümleler dolusu bir yorum bırakacağımdır, bağışlayın.
“savaş uçakları…”
Karanlıklarda duyulan adımlar ve silahlı adımlar ve dürbünlü gözler ve kırmızı mavi hedef arayan noktalar.. Çocuk için bakın bir de oyuncak gibi görünecektir elbette tâ ki çıkan kurşun ile anne ya da babasının yere yığıldığını görene kadar. Sonra da o çocuktan sağlıklı bir insan olmasını bekleyin..
İnsanoğlu hep nankördür, daha fazla hep daha fazlasını ister. Daha büyük ve daha kanlı savaşlara sebep olursa o çocuk suç kimin? Âh yorulmayın, böyleli suçların tek fâili benim… Seve seve üstlenirim.
“bir okul çiziyorum içinde yaramaz çocuklar çiçek bahar çiziyorum böyle daraldıkça ruhum seni düşünüyorum”
Kullanılan ikilemeler ne de güzel. Kelime tekrarları, aynı kelimelerin defalarca kullanılması vardır bir de anlamı pekiştirmek adına, ahenk adına kullanılan keilemeler burada hem de ne kadar güzel. Bahâr çizilebilir mi? Evet, çocuk ruhuyla cennet bile çizilebilir; çocuk cenneti kavrayabilse keşke diyerek.
Şiirde yaşlanabilmek gerçeğin aksine ve çocuklaşabilmek ve hiç olmayacağı resm edebilmek. Söyler misiniz Allah aşkına nedir şiiri yahut diğer yazılı eserleri yazmanın asıl sebebi?
İroniye hayran kaldım ve ölçüsü sâbit akıcılığına da. Şiirin son mısrâlarına doğru biraz aceleye gelinmiş gibi. Az daha demini almalıydı diyorum şiir fakat aklıma geliyor sonra, bu şiir on yılda da yazılsa kırk yılda da yazılsa şiir tanımı gereği “yaşanmışlıktan payını almışsa, sipere yol misâl” bir farklılığı olmayacaktır..
Yerine yakışan bir şiir olmuş, kutluyorum kalemi. Ve kıskandım, biz acıya savaşlara, tanklara yazık ki çocukça değil de ihtiyarca baktıkça böylesi şiirleri yazanlara her zaman imrenilebilir. Kalemin rûh hâli ayrıca şiire göre biraz fazlaca suskun. Şiirdeki rûh’u kast ediyorum. Bunu başarmak kolay değil Filistin, Irak çocuklarını yazarken..
"tanklarla saklambaç oynamak"
Âh o tankları bilmeyeydim daha güzel şeyler derdim de... Neyse.
Emek verilmiş bir çalışma ve rûh, kâlbim buruk ama emeğin canlılığıyla güleç ayrılıyorum sayfanızdan.
Şiiri okurken ki yorumlarken yorgundum, yorgun ve gerçekten yorgundum. Yorgun bir ruh ve olan biten savaşlardan hep. Yine de ellerimin yorgunluğuna rağmen çığlıksız olamadım ama şiiri yazan ne güzel sessiz dedim ve en az çocuk yüreği kadar iyi bakabilen bir yürek dedim..
Daha dedim de dedim işte:)
Çok daha iyi çalışmalarınızın olacağına inanıyorum, edebiyat defteri hakikaten okul gibi. Az kaldı ben mezun bile olacağım yakında:))) Yazmak yakışıyor bence size ve siz de hep yazın bize:)
Ne desem bilmiyorum. çok teşekkür ederim desem. çok ne kadar az bir kelime demişti bir arkadaşım onu hatırladım şimdi.
Sayfalar dolusu yazmışsınız. Şiire gösterdiğiniz ilgi ve bu uzun güzel eleştiriniz için çok teşekkür ederim. Baştan sona ilgiyle okudum. Mutlu kalın. sevgilerle selamlarım...
Şiiri okurken ki yorumlarken yorgundum, yorgun ve gerçekten yorgundum. Yorgun bir ruh ve olan biten savaşlardan hep. Yine de ellerimin yorgunluğuna rağmen çığlıksız olamadım ama şiiri yazan ne güzel sessiz dedim ve en az çocuk yüreği kadar iyi bakabilen bir yürek dedim..
Daha dedim de dedim işte:)
Çok daha iyi çalışmalarınızın olacağına inanıyorum, edebiyat defteri hakikaten okul gibi. Az kaldı ben mezun bile olacağım yakında:))) Yazmak yakışıyor bence size ve siz de hep yazın bize:)
Ne desem bilmiyorum. çok teşekkür ederim desem. çok ne kadar az bir kelime demişti bir arkadaşım onu hatırladım şimdi.
Sayfalar dolusu yazmışsınız. Şiire gösterdiğiniz ilgi ve bu uzun güzel eleştiriniz için çok teşekkür ederim. Baştan sona ilgiyle okudum. Mutlu kalın. sevgilerle selamlarım...
''Sessiz çığlıklarla birilerine sadece harflerin ezgisiyle birşeyler mırıldanmak yürek işidir.''Ve Ustam der ki"Şiir bir yaratmadır; evet, ama yüz bin yıllık araçlarla bir yaratma. Bir ozan her dizesine kendi yaptığı dilden, kendi yaptığı dilbilgisinden kata kata en sonunda hem büyük dilini, büyük dilbilgisini yaratır; hem okuyucusunu oralara ulaştırır."Fazıl Hüsnü Dağlarca
Zamanla daha farklılaşıp ince bir uslüpla tadı da oturacaktır ayrıca betimler ve kendi kaleminizin renginde imgelerde doğuracaktır dizeleriniz emin olun sözcükleri tanımak çok sevmek okşamasını bilmek gerek şiirin yüceliği herkese göre değişen bir kavram olsa da elbette bazı kuralları ve eleştirileri vardır Ne olursa olsun kaybolan çabalar değil doğruyu bulmaktaki işaret direkleridir o eleştiriler ki kendimden biliyorum bazen varmak istediğimiz yolda bunlar pusulamız doğru hedef başarıyı getirir istemek ki başarmanın yarısıdır diyorum nice güzel başarılara imza atmanız dileğiyle... Insan olmanın erdemlerinin ardına savaşlar saklayıp tökezleyerek yürüyen ölen bebeklerin adına Evrendeki diğer tüm güzellikleri kirletmeye ısrarla devam edip kan doğrarken yarınlı ufuklara Yalın ve duru kelimelerle yazılmış mısralarınızın yürek sesini kutluyorum Saygı ve tebriklerimle...
Duygusal insanların,şairlerin ,insanların insan gibi yaşayabileceği bir dünya düşlemesi kadar doğal bir şey olamaz sanırım. Bu sonu gelmez ve milyonlarca kez dile getirilen dilekler her ne kadar doğalsa ,insanoğlunun doğasındaki çarpıklık yüzünden ,çıkar savaşlarının,kavgaların bitmeyeceği de bir o kadar gerçektir malesef. Kendimizi rahatlatmak istercesine yazdığımız bu şiirlerin netice olarak hiçbir yere ulaştığına inanmıyorum malesef çünkü bu tür şiirleri okuyan,değer veren insanlar zaten duygusal hassas insanlardır .Savaşlara neden olan,ajendaları çok daha değişik olan insanlar ise bu tür şiirleri gerçeklerden uzak, duygusal saçmalık olarak görmekten ileri gitmezler ve yine malesef,kitleler eğitilene,bilinçlene kadar,bu konuda çözümün kalemlerde değil de sadece aktif hareketlerde yattığına inanlardanım. Ama bizler bu çaresiz çırpınışlarımızdan vazgeçemeyiz elbette...
Hassas yüreğiniz ve emeğiniz karşısında saygıyla eğilirim Şair...
önemseyip eleştiri yazdığınız için çok teşekkür ederim. duyguların ve fikirlerin eyleme dönüştürülmesi gerektiği konusunda size katılıyorum. kesinlikle haklısınız. salt yazmakla bir yere varılmıyor, varılmayacak... saygı ve sevgilerimle sizi selamlarım.
önemseyip eleştiri yazdığınız için çok teşekkür ederim. duyguların ve fikirlerin eyleme dönüştürülmesi gerektiği konusunda size katılıyorum. kesinlikle haklısınız. salt yazmakla bir yere varılmıyor, varılmayacak... saygı ve sevgilerimle sizi selamlarım.
Mantığa ters ya da dil bakımından yanlış birşey göremedim ama, ağırlık bakımından eleştirilere katılıyorum. Şair eleştirileri olgunlukla karşılamış, eleştiri yapanlar da üsluplarına dikkat etmiş anladığım kadarıyla. Yalnız, "Şiir olmuyor, nesir yaz" mantığına katılmıyorum. Şiiri kutsallaştırıp diğer türleri basitmiş gibi görmek ya da göstermek doğru değil. Marifet türde değil, kalemdedir. Şairlerdeki şiir aşkı bazen bir tapınmaya dönüşebiliyor. Kıstaslar, sınırlar, kalıplar vs. ile şiirin etrafına hendek açıp su doldurmaya gerek yok diye düşünüyorum kendimce. Şiir korunmalı, ama dikkatle...
Değerli şair, yolunuz açık olsun, duyarlılığınızdan dolayı kutluyorum sizi. Saygılar.
Bir de iddia ediyorum, şair o bilindik şair arkadaşlarımızdan olsaydı, fakat şiir aynen böyle kalsaydı onlarca yorum ve beğeni alırdı. Ne yazık ki durumumuz bu...Şiirin içine birkaç karmaşık imge, bir iki farsça ya da latince kelime ekle, anlaşılmaz ol, ağır desinler mantığı hakim bizde. Seçkilerde yeni ve farklı isimleri görünce gerçekten mutlu oluyorum.
Bir de iddia ediyorum, şair o bilindik şair arkadaşlarımızdan olsaydı, fakat şiir aynen böyle kalsaydı onlarca yorum ve beğeni alırdı. Ne yazık ki durumumuz bu...Şiirin içine birkaç karmaşık imge, bir iki farsça ya da latince kelime ekle, anlaşılmaz ol, ağır desinler mantığı hakim bizde. Seçkilerde yeni ve farklı isimleri görünce gerçekten mutlu oluyorum.
"gökyüzünü seyrediyorum bulutlar geçiyor kuşlar geçiyor ve savaş uçakları…
bir okul çiziyorum içinde yaramaz çocuklar çiçek bahar çiziyorum böyle daraldıkça ruhum
-seni düşünüyorum- Barışı mı, sevgili mi? bunu okuyana bırakmış gibi...
Şiirin ilk iki kıtaları şarin gördükleri ve gördüklerinin hayal etmesi; okul-çiçek-çocuk üçlemesi barış üzerinde endekleşmiş ve bir tür sosyal sıkıntıların irdelenişiydi. Yazılanın şiir mi yoksa nesir mi zaten şair belirlemiştir. Önemli olan okuyanın ne anladığıdır veya ne tür mesaj aldığıdır.
"olmuyor ne yapsam içimde dalgalar çalkalanıyor soğuk bir karanlığa girip çıkıyorum elim yüzüm kan filistin’de bombalanan ırak’ta ırzına geçilip kafasına sıkılan libya’da bir varil petrolden değersiz ve suriye’de evi başına yıkılan bir çocuğun kalbinde yaşayacak intikam" burada da evrensel boyutunda olan savaş; savaş mağdurların dramını gözler önüne sermiştir, ki zaten dünyanın her yerinde ve hata ülkemizde bile bu tür sıkıntılar vardır. Ne okularımızda düzenli bir eğitim sistemi ne de kendini güvende hisseden çocuklar vardır. Çocuk toplumuzun temel taşlarıdır, çocuk deyip geçmeyelim.
"seni düşünüyorum sevgi demiştin yenecektir her kötülüğü"
Sevginin gücü aşikardır fakat adaletsizliğin gölgesinde da kalmıyor değildir. Şimdi nerdeyse kötüllüğün kralığı yaşamaktadır, ki çokların sessiz kaldığı da bilinendir. Fakat şairin gözlerinde, hayalinde sevgi herşeydir, zaten toplumsal düzensizlikleri dile getiren yazar/şairler de olmazsa sağır dilsiz olmaktan asla kurtulamayız
" hadi çocuklar çocuklar hadi koşun tanklarla saklambaç oynayalım"
Şiirin finali hepimizin en keşkelerinden biriydi, arzuladığımızdı. Fakat çıkarın, hırsın içinde kaybolanların içinde bu nerdeyse mümkün olmayan bir istemdir veya ütopyadır.
eleştiri almak insanı germemeli. bilakis daha da güçlü kılmalıdır diye düşünüyorum fikrimce. eleştiriye açık olan insanın ufku genişler ve bakış açısı daha aydınlık ve anlaşılır olur. algı ve veriş noktasında hoş görü ve "incinsende incitme" düsturu asla göz ardı edilmemeli.
güne düşen şiirlere dair yöneticilerimiz bir çok defa açıklama yapmışlardır. durum ve kurallar dahilinde bu şiirler şahıslardan gayrı seçilip güne taşınıyor.
o yüzden konu şiirde şair değil şuur ele alınmalıdır diyorum mutlaka. kalbe dokunuşu zihne oturuşu toplum ve yine o toplumun din, dil , ırk ve kültürüne uygun olarak ve aktarılan mesajın bu kurallara karşı saygın duruşuda elbet önemlidir.
insan yazdıkça daha çok zenginleşip verimli olur. bu gün böyle yazdınız,yarın daha güzelini yazmaya çalışıp sonuca bakmalısınız diyorum ve umarımda öyle olur. hem neden olmasın ki?
bazen oluyor bir şiirin içinde göze ilişen öyle bir cümle bulabiliyoruz ki o an, o ifade insanın kalbini ters yüz edip parça parça dağıtıyor hangi diyarlara savrulduğunu dahi anlayamıyor insan.
hayatta dört dörtlük bir başarı yok
dört üç gibi veya daha aşağı bir geri dönüşüm ile yaşayıp gidiyoruz..
aldığınız eleştiriler sizi daha çok doğruya teşvik edecektir diye umud ediyorum.ve lütfen böyle olsun.
zaten dalgalar kayaları dövmeden taşın bağrı yumuşayamaz bunu asla unutmamalıyız.
su ve toprak gibi muhtacız birbirimize. o yüzden dokunurken içimize tuvale düşen renkler iç açıcı olsun ve eserimiz birbirine karışmasın diyorum inş..
daha güçlü ve başarılı nice şirleri görmek dileğimle.
hayırlı cumalar diliyorum
seçkiye tebrikler...
Lavi_(n)_Su tarafından 5/11/2012 10:43:33 AM zamanında düzenlenmiştir.
eleştiri almak güzel şey bunu bütün kalbimle söylüyorum. hepimiz aynı şeyi düşünüyorsak bu hiç bir şey düşünmediğimiz anlamına gelir diyor adını hatırlamadığım bir düşünür. elbetteki farklı düşüneneler olacaktır. her kes aynı şarkıyı sevmez. aynı renkleri sevmez... zahmet edip, önemseyip yazmanız çok güzel. çok teşekkür ederim. sevgiler saygılar. mutlu kalın
eleştiri almak güzel şey bunu bütün kalbimle söylüyorum. hepimiz aynı şeyi düşünüyorsak bu hiç bir şey düşünmediğimiz anlamına gelir diyor adını hatırlamadığım bir düşünür. elbetteki farklı düşüneneler olacaktır. her kes aynı şarkıyı sevmez. aynı renkleri sevmez... zahmet edip, önemseyip yazmanız çok güzel. çok teşekkür ederim. sevgiler saygılar. mutlu kalın
Şiirler herşey üzerine yazılabilir bazen savaşlar bazen aşlar,hüzünler,ayrılıklar,dogya evrene hayata,yaşama bazende dogadaki hayvana aklınıza ne gelirse... Önemli olan şaiirin verdigi mesajlardır bir şiirden hikayeler yazabilirsiniz yada hayatın gerçeklerini çıkarabilirsiniz bazen konuşur gibide şiir yazabilirsiniz şiir mutlaka 4 mısradan oluşmaz yada her şiir hece ilşe bitmez savaşlar üzerinede defalarca şiirler yazılmıştır.
şaiirim sakın eleştiriler sizi yıldırmasın Bazı eleştirilere cavaplarınızda ben şaiir degilim yazmışsınız üzüldüm. şiir yazabiliyorsanız şaiirsiniz topluma mesaj verebiliyorsanız şaiirsiniz özgün şiir diyoruz özgün şiir ne demektir biri bana cevap verirse sevinirim.eleştiriler tabiki olacaktır hakaret içermedigi sürece tabi..
şiirinize gelince özgün bir şir savaşın çocuklar üzerinde bıraktıgı izleri anlatıyor o çocuklar nefretle büyüyor kinle büyüyor tankların palet sesleriyle silah sesleriyle büyüyor onlara bu vahşetleri yaşatanları kınıyorum.sizide tebrik ediyorum duyarlı yüreginizden dolayı.birkez daha söylüyorum sakın eleştiriler sizi yıldırmasın şaiir ruhunuzu kırmasın ve şiire küstürmesin begenende begenmeyende olacaktır eleştiri yapmak insanların en dogal hali.şiir yazmakta sizin en dogal hakkınız ileride çok güçlü bir kalem olacagınıza eminim...
burada degerli edebiyat defteri seçki kurulunu tebrik ediyorum Çünki bir şiir farklı eleştiriler alabiliyorsa bana göre tam şiir demektir sanırım onlarda bu farklılıgı gördülerki bu şiiri günün şiiri seçtiler.
:) çok teşekkür ederim. elbetteki yazmaya devam edecem. yazmayı seviyorum. yazmak iyi geliyor bana, yazdıklarımı paylaşmakta. eleştirilere her zaman açığımdır. eleştiri almanın iyi bir şey olduğundan bahsetmişsiniz ve bu açıdan bakmamı sağladığınız için de teşekkür ederim...
:) çok teşekkür ederim. elbetteki yazmaya devam edecem. yazmayı seviyorum. yazmak iyi geliyor bana, yazdıklarımı paylaşmakta. eleştirilere her zaman açığımdır. eleştiri almanın iyi bir şey olduğundan bahsetmişsiniz ve bu açıdan bakmamı sağladığınız için de teşekkür ederim...
Bizde hep elini taşın altına koyanlar suçludur ya; aynı hataya ben de düştüm.Şair kardeşimden özür diliyorum.Bu şiirin varlığı elbette ki yokluğundan daha iyidir.Saygılar dostlar.
Turaç tarafından 5/11/2012 1:27:38 PM zamanında düzenlenmiştir.
Biz toplumsal olarak, eleştirilmekten, hak aramaktan ve nerdeyse insanca yaşamağı istemekten korkuyoruz. Kendi kalıbımızda kalmayı arzulmaktayız ve en çok da beğenilmeyi istiyoruz.
Belki bu yüzdendir hep dünya toplumlarından geri kalmamızın nedeni...
Ben yıllardır şiir yazmaktayım fakat şimdiye kadar kayda değer hiç bir şiirim yoktur; "Güzel bir şiir olmuş" dedikleriyle kendi yazdıklarımın içinde hapsoldum. Eleştrilmeyi çok bekledim fakat tek tük arkadaşların dışında istediğim gibi eleştirler, destekleyici, teşvik edici öneriler gelmedi ve ben en son "sınıfta kaldığımı" düşünüp şiirden soğudum.
Ben burada edebiyat(şiir,hikaye, öykü vb.) için emeği geçen herkesi selamlıyorum
Necip Fazıl üstadın da Nazım' a cevabı çok. Yani şimdi ben Nazım'ın şiirlerine bu şiir değil, komunizm propagandası afiş yazıları desem, ne kadar mantıklı olur Turaç Bey?Saygılar..
eleştiri iyidir. eleştiriyi severim. hele ele avuca sığan bir şey varsa o eleştiride başımın tacıdır. boynum kıldan incedir.
şiirin bir tanımı, bir sınırı, hududu felan var mıdır bilemem. bu tanımı yapacak bu hududu çizecek kişi değilim ben. o şair değilim. şair miyim ki
ama belki şiir siyasettir nazım'ın ya da pablo neruda'nın yazdığı gibi. belki aşktır luis aragon'un yazdığı şiirler gibi ya da ana avrat küfretmektir can yücel gibi
Biz toplumsal olarak, eleştirilmekten, hak aramaktan ve nerdeyse insanca yaşamağı istemekten korkuyoruz. Kendi kalıbımızda kalmayı arzulmaktayız ve en çok da beğenilmeyi istiyoruz.
Belki bu yüzdendir hep dünya toplumlarından geri kalmamızın nedeni...
Ben yıllardır şiir yazmaktayım fakat şimdiye kadar kayda değer hiç bir şiirim yoktur; "Güzel bir şiir olmuş" dedikleriyle kendi yazdıklarımın içinde hapsoldum. Eleştrilmeyi çok bekledim fakat tek tük arkadaşların dışında istediğim gibi eleştirler, destekleyici, teşvik edici öneriler gelmedi ve ben en son "sınıfta kaldığımı" düşünüp şiirden soğudum.
Ben burada edebiyat(şiir,hikaye, öykü vb.) için emeği geçen herkesi selamlıyorum
Necip Fazıl üstadın da Nazım' a cevabı çok. Yani şimdi ben Nazım'ın şiirlerine bu şiir değil, komunizm propagandası afiş yazıları desem, ne kadar mantıklı olur Turaç Bey?Saygılar..
eleştiri iyidir. eleştiriyi severim. hele ele avuca sığan bir şey varsa o eleştiride başımın tacıdır. boynum kıldan incedir.
şiirin bir tanımı, bir sınırı, hududu felan var mıdır bilemem. bu tanımı yapacak bu hududu çizecek kişi değilim ben. o şair değilim. şair miyim ki
ama belki şiir siyasettir nazım'ın ya da pablo neruda'nın yazdığı gibi. belki aşktır luis aragon'un yazdığı şiirler gibi ya da ana avrat küfretmektir can yücel gibi
seçkiye muhalif olmak veya yazarını eleştirmek için değil ama
zaten milyonlarca defa daha baskın daha kuvvetli imgeler ile anlatılmış bir meseledir burada anlatılan..
savaşın olduğu yerde ezilen öldürülen işkenceye maruz kalan bırakılan çocuklar..
evet ama şiirin ikinci dörtlüğünde bir kopukluk var ''seni düşünüyorum'' diyor Yazarı ama kimi düşündüğünü belirtmemiş!
ve değişik daha baskın kuvvetli imgeler ile duygu sömürüsüne çok girmeden hatta devlet ismi bile vermeden anlatılabilirdi ..
bence günlük hayatın içinde her hangi bir gazetenin iç sayfalarında bile bu söylemlerle yazılmış haberleri okumak görmek mümkün ki hepsi tamamen traj arttırmaya dayalı yöntemlerdir...
umarım değerli yazar beni yanlış anlamaz..
ama üzgünüm bu yazdığınızın çok şiir değeri olduğunu düşünmüyorum..
yinede seçkimizin mutlaka benim atladığım bir noktayı yakalayıp o noktada güne taşıdığına inanıyor ve bende emeğinizi kutluyorum..
Özür dilerim, gece yazdığım için dağınık kafayla, rumuzunuzu yanlış yazmışım.. Eleştirinizi doğru buluyorum bir noktada.. Eğer şiirin başlığı seni düşünüyorum olsa belki daha doğru olabilirdi fakat şiir değildemek mantıksız ben bunu söylemek istedim...
bakın sevgili Seto bir Dilekçe değil Dikçe... iki burada beğenimi dile getirmişim..
ve emeğin sahibi ile zaten Sohbetimiz ya devam eder yada etmez ama başka polimik içerisine girmeye gerek yok..
''seni düşünüyorum'' kelimesini tek başına ne anlam ifade ettiğini elbet anlıyorum ama o kıtayı bir bütün olarak sesli okurmusunuz sevgili Dost öncesinde veya sonrasında tekil bir kişi varmıdır bir bakın..
ve gerçekten eleştirmek için değil bu yazdığım bir hatırlatma..
sayın dilekçe, ben ne yazılar gördüm burda, ne imgeleme çabalarına boğulmuş destanvari şiir denemeleri, okuyucu yormaları...haksızlık yaptığınızı düşünüyorum...
yapıcı faydalı eleştirilere her zaman açığımdır. eleştiriyi övgüye tercih ederim.
'' seni düşünüyorum'' mısrasından kimi neyi kastettiğimi anlamayacak kadar uzaksınız bu yazıdan. yazı diyorum çünkü belki de ben şiir yazdığımı sanıyorumdur. kaç milyon defa yazıldı böyle şiirler bilemem ama çok daha iyileri yazılmıştır ve ileride yazılacak ve yazılması iyi olur.
bu yazıyı günün şiiri olarak seçmişler en güzel şiir olarak değil.
zahmet edip düşüncelerinizi yazdığınız için çok teşekkür eder sizi selamlarım.
Özür dilerim, gece yazdığım için dağınık kafayla, rumuzunuzu yanlış yazmışım.. Eleştirinizi doğru buluyorum bir noktada.. Eğer şiirin başlığı seni düşünüyorum olsa belki daha doğru olabilirdi fakat şiir değildemek mantıksız ben bunu söylemek istedim...
bakın sevgili Seto bir Dilekçe değil Dikçe... iki burada beğenimi dile getirmişim..
ve emeğin sahibi ile zaten Sohbetimiz ya devam eder yada etmez ama başka polimik içerisine girmeye gerek yok..
''seni düşünüyorum'' kelimesini tek başına ne anlam ifade ettiğini elbet anlıyorum ama o kıtayı bir bütün olarak sesli okurmusunuz sevgili Dost öncesinde veya sonrasında tekil bir kişi varmıdır bir bakın..
ve gerçekten eleştirmek için değil bu yazdığım bir hatırlatma..
sayın dilekçe, ben ne yazılar gördüm burda, ne imgeleme çabalarına boğulmuş destanvari şiir denemeleri, okuyucu yormaları...haksızlık yaptığınızı düşünüyorum...
yapıcı faydalı eleştirilere her zaman açığımdır. eleştiriyi övgüye tercih ederim.
'' seni düşünüyorum'' mısrasından kimi neyi kastettiğimi anlamayacak kadar uzaksınız bu yazıdan. yazı diyorum çünkü belki de ben şiir yazdığımı sanıyorumdur. kaç milyon defa yazıldı böyle şiirler bilemem ama çok daha iyileri yazılmıştır ve ileride yazılacak ve yazılması iyi olur.
bu yazıyı günün şiiri olarak seçmişler en güzel şiir olarak değil.
zahmet edip düşüncelerinizi yazdığınız için çok teşekkür eder sizi selamlarım.
"5 yaşındaki kızıma, “Hadi savaşları durduralım” dedim, “Hadi baba” dedi. 25 yaşındaki yeğenime “Hadi savaşları durduralım” dedim, “Nasıl?” dedi. Arkadaşım var 35 yaşında, “Hadi savaşları durduralım” dedim, dedi ki “Oğlum bir kere de akıllı bir şey söyle”. Annem 60 yaşında, dedim ki “Anne hadi savaşları durduralım”, o da “Oğlum bırak bu işleri, sigortalı bir işe gir, çalış” dedi."
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.
Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.