5
Yorum
9
Beğeni
5,0
Puan
1387
Okunma

Derman görünen zehir
Öyle
Çok ki….
Karanlığın dostluğuyla avutur insan kendini
Çok ağlar yenilgisiyle
Çok acıtır yüreğini
Uzun yollar kurar yakınlığıyla
Çok özler kendini sonra
Çok sızlanınca…
Nasırlı ellerinden öperken kalem
Kırık parçaları kanatır boğumlarını parmaklarının
Kendinden kaçar önce
Kendine varır dilenen mısralarda
Dağılır ömrünün ovasında gülücükleri
Gece büyütür geçen yıllardan özlemlerini
Babanın elinden tutup da gidemezsin
Anlatamazsın avazlanmak istesen de
Ömrün bir güne denk edildiğini…
Gün vurmaz o yıllara
Heyhat!
O sabahlar ki doğmaz çoğu zaman
Haddini öğretir pervasız kanamalar
Gökyüzünden düşer yüzünün avlusuna
Gözleri kan çanağı yoksul çocuklar…
Mağrur çizgilerinde yaşar anaları
Rüzgârın ırgaladığı ketum ağrılara alışkındırlar
Ağıtları öğretir dizleri yara içinde yaşanmışlıklar
Eğiktir boyunları anılarının
Buğulanır gözleri türkülerinin
Mahkûmdur dudaklarına hıçkırıklar
Gökyüzüne mum yakar iyi dilekleri
Akşam vakitlerinin kızıl saçıntıları
Kınalı saçlarının kokusunu verir analarının…
Ve bir hançer döner durur yüreklerinde
Çağıldar ömrün lirik ahengi
Mayasız gülücüklerle
Eşkıya misali ateş içinde…
Çok öğrenir sonra insan
Çok susar
Çok k/anar türküleri…
Söz yağmur olsa ne yazar?