22
Yorum
17
Beğeni
5,0
Puan
5934
Okunma

sevmek nedir, nedir ki sevmek
bir bakış, bir dokunuş
yoksa, acı bir iç çekiş
hüzünlerde sevinci yaşamak mıdır
sessiz hıçkırıklar son bulduğunda
aşkın tükendiğinin resmidir yansıyan
bir sabah kahvaltısında
yapraklar arasından tahta masaya damlayan
Nisan yağmurlarıdır
unutulmuşlukları hatırlatan
ya yaşanmışlıkları silip süpüren
ya da yaşanmamışlıkları var saydıran
bir çocukluk aşkı saflığında
bulduğuna inandığın sevgiliye
açarsın yüreğini ve canım dersin
sığındığın bir liman olur içinde
rıhtımda, en derinlerde ararsın mavilerde
ceydam dediğine tutunmak istersin de, yoktur
yüreğinden dile düşen sözcükler
titretir parmaklarını
uzanırsın tutmak için
yoktur mecalin
mesafeler çoktan örmüştür duvar
yalnızsındır, yapa yalnız o yolculukta
tırmanırsın kendine ve tırmalarsın bedenini
kifayetsizliğin hiç ettiği anlardan
düşüverirsin yalnızlığın tam göbeğine
paylaşırsın, kendinle baş başa, sessizce
buğulanır gözlerin, düğümlenir boğazın
Marmara’nın iyot kokulu sahilinde
söyleyemezsin, ulaşamazsın
eriyip gidersin turkuazlarda
gelir aklına unuttuğunu sandıkların bir bir
her gece saat onu gösterdiğinde
dalar gözlerin bir meçhule
bilmediğin yüzü örtüşür beyninde
ve kirpiklerin barışır gözlerinle
düşünürsün
güneşin doğmasının istenilmediği bir gecede
tüm yaşananların
vedası olmayan bir ayrılığın başlangıcı olduğunu
anlarsın
varlığının son gecesinde...
Aydın
21 Nisan 2012 Istanbul
"yüreğinden dile düşen sözcükler titretir parmaklarını
titreyen mum alevi gibi ürkek kelimeler düşer bir bir kaleminden...
bir rüzgar eser de dağılıverir zannedersin cümleler
boş bir sayfaya öylece bakar yazılamayanlara ağlarsın..."
Gül Şehri
5.0
100% (23)