5
Yorum
6
Beğeni
5,0
Puan
1260
Okunma

İki dakika sonra bitecek
Azıcık yürüyeceğiz
Ve adımlarımız geri dönecek geldiği mesafe kadar
Oturma bahçesinde çiçeği olmayan evlere şahit olacağız
Aynı yerden geçtiğimiz an da fark etmemiş olsak dahi
Güneş devrilecek gökten ıslak mavilere
Bisikletli ergen çocuklar
Tespihiyle dua eden yaşlılar
Arka çardak da şarap içen iki sevgili
Sen ve ben önlerinden geçerken
Elinden yemek isteyecek martılar gülüşünü
Susmaktan ne anladığımızı düşünürken
Marmara’da ölmeyi sevdiğimi iyi bileceksin.
-Bak şuradaki restaurantı alacağım büyüdüğüm de,
altına kitaplar dolduracağım ya da yok yok üst katına
ve kütüphaneli bir lokantam olacak
çaylar müesseseden bedava.
Gülümserken,
Taşlara dahi basmaktan imtina eyleyecek ayakların
Kırık taşlar gibi olduğunu bildiğimden yüreğinin
Bu da geçer diyeceğim, bu da biter.
Her başlangıcın bir sonu olduğu gibi
Kokulu resmini talep edeceğim zamandan
Zaman bu gece yakamoz var diyecek, yakamoz
Küçük iskemleler de çay içerken, titreyecek omzun
Daha fazla bölünmeye maruz kalmaktan korkmaktan
Çekip, saklayacağım gözlerini denizin derinliklerine.
İki dakika çabuk bitecek, titreyecek, inleyecek gönül neyin
Ne güzelsin demeye kalmadan saat yirmi otuz yedi de
Dershaneye bakan, büfenin yanındaki duraktan
Otobüse binip, döneceksin senin olmayan yere.
Ben yine aynı sayıklamalarım ile
Kedilerin ve kokoreçlerin olduğu yerde
İntihar edecek son sigaramı bekleyeceğim.
Bir de gemi sesi,
Kaptan taze balıktan bıkmışken
Uzakta bir deniz feneri,
Gözlerimi kapatıp, sensizliği dinleyeceğim
5.0
100% (9)