16
Yorum
16
Beğeni
0,0
Puan
1292
Okunma

-Çocukların yüzleri mahzun mağrur gözleri ağlar yürekleri kanar ürkek çoğulluğunda-
dünyanın dört bir köşesinde
ortağı oldukları manzarayı kare kare
düşsel eylemlerle anlatıp Camille Pissarro’ya
can kırıklarını çizdiriyor çocuklar
çocuklar oyundalar oynuyorlar
ot, güneş, gökyüzü merakında çocuklar
ve di(e)lleri ifade yoksunluğunda kelepçeli
cenk meydanında, anne kucağında, kanlı kundağında
çocuklar görüyorum gözleri cennete aralanan
-şehit olan can kırıkları tanıyorum-
bölünmüş bu dünyanın tadını çıkartamadan
göl tanımayan, gölde balık için olta atmadan; kan gölünde boğulan
henüz bir papatya ile seviyor sevmiyor yapmadan çiçekleri kurutulan
-doğa ve dünya hayranı can kırıkları tanıyorum-
rüyalarına Aziz Nicholaos’u beklerken
duvarları havan topu ile dövülen
evlerinin pencereleri kırmızıya boyanmış
kundurasında hediye yerine mayın bırakılan
-o buradaydı Noel Baba buradaydı diyen-
içi peltek dışı kuzu sessizliğinde
korkusuzca, güvenle caddelere koşan
bacakları kopmuş artık koşamayan
-servi boylu can kırıkları tanıyorum-
yağmur ile karşı karşıya gelmeden
mücadele ile çamurdan kelebek yapan
kelebek kadar uzun yaşayamayan
-kozasına gömülü kalan can kırıkları tanıyorum-
gül ile arıyı eş tutmayı öğrenmiş
iğneleri arı kadar ballı olmayan şırıngalarla ölen çocuklar tanıyorum
cesaretle cılız gövdesini tazyikli fiskiye önünde ayakta tutacak kadar
hasretle suyla oynayan aydınlığı ıslatılan -kahraman çocuklar tanıyorum-
aynı şarkı ile her sabah ve aynı sözün altında uyanan
ışığı havai fişekte değil law’ın aydınlığından bilen çocuklar tanıyorum
can kırıklarını kimsenin yerden kaldırmaya tenezzül etmediği
çürümüş kokmuş bedenlere Akbaba’ların utançtan sokulmadığı
-can kırıkları tanıyorum...-
ve büyükler tanıdım -menora- etrafında toplanan
yürekleri insanlıktan damıtılmış mum ile eriyen
kalpleri yerle yeksan
bir araya gelmesi mümkün olmayan
-cam kırıkları tanıdım-
-işte-
sayın şairin dediği gibi
-sevgi ve ışıkla çocuk-